Yolculuğa çıkanlar; aile fertleriyle, akraba, komşu, eş-dost ve arkadaşlarıyla vedalaşıp, onlardan helâllık almalı; uğurlayanlar ise bu gibi kim-seler için dua etmeli ve hayır temennisinde bulunmalıdırlar.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), yolculuğa çıkanlara ve kendisiyle vedalaşanlara takvadan ayrılmamaları tavsiyesinde bulunmuş; günahlarının bağışlanması, can, mal, namus ve din emniyetlerinin sağlanması için dua etmiş, Allah’tan onlar için yardım dilemiştir.
Sahabeden Abdullah el-Hatmî (r.a.) diyor ki; “Resûlullah (s.a.s.) vedalaştığında şöyle dua derdi:
Okunuşu: “Estevdi’ullâhe dîneküm ve emâneteküm ve havâtîme a’mâliküm.”
Anlamı: “Dininizi koruyup emanetlerinizi ifa etmeniz ve amellerinizi hayırla sonuçlandırmanız hususunda sizi Allah’a emanet ediyorum.”
Sahabeden Hz. Enes (r.a.) diyor ki; Peygamber (s.a.s.)’in huzuruna bir adam geldi ve ‘sefere (yolculuğa) çıkmak istiyorum’ dedi. O da ‘ne zaman sefere çıkıyorsun’ deyince; ‘Yarın inşaallâh’ dedi. Bunun üzerine Resûlullah adamın elinden tuttu ve onun için şöyle dua etti:
Okunuşu: “Fî hıfzıllâhi ve fî kenefihî, zevvede-kellâhü’t-takvâ ve ğafere leke zenbeke ve vecceheke lil-hayri eynemâ teveccehte.”
Anlamı: “Allah’ın hıfzu himayesiyle (gözetim ve koruması altında) git. Allah sana takva azığı versin (takva nasib etsin), günahını bağış-lasın. Her nereye yönelirsen, hayrı o yöne çevirsin.”