Yaratılmışlar, özleri itibariyle, temel olarak iki ana başlıkta ele alınabilir: Kesif ve latif varlıklar. Cansız varlıklar, bitkiler, hayvanlar ve insanlar kesif varlıklardır. Cinler, şeytan ve melekler ise latif varlıklardır. Cinler duyularla idrak edilemeyen, insanlar gibi şuur ve iradeye sahip bulunan, ilâhî emirlere uymakla yükümlü tutulan ve müminkâfir gruplarından oluşan varlıklardır. Cinler saf ve dumansız ateşten yaratılmış, insanlar gibi yiyipiçen, evlenerek çoğalan, erkeklik ve dişilikleri olan, kendilerine peygamberlerin gönderildiği varlıklardır.
Melekler nurdan yaratılmışlardır ve Rabbimize hep itaat üzere olmaları nedeniyle cin ve şeytandan ayrılırlar. Meleklerin kendilerine has özellikleri ve görevleri vardır. Fakat onlar hiçbir şekilde yanlış, kötü, hata vb. olumsuz durumlarla ilişkilendirilemezler.
Ateşten yaratılan şeytandan Kur’anı Kerim’de (on sekizi çoğul olmak üzere) seksen sekiz yerde (on bir yerde iblis olarak) bahsedilmektedir. Hz. Âdem’in yaratılışının ardından meleklerden ona secde etmelerinin istendiğine dair dokuz ayette “iblis”, insanlara düşmanlık ederek onları çeşitli hile ve tuzaklarla aldattığını bildiren ayetlerde ise “şeytan” kelimesi geçmektedir. İblisin cinlerden olduğunu, Rabbimiz şöyle ifade etmektedir: “Meleklere: ‘Adem’e secde edin.’ demiştik. İblis’ten başka hepsi secde etmişti. O, cinlerden idi. Rabbinin buyruğu dışına çıktı. Ey insanoğulları! Siz beni bırakıp onu ve soyunu dost mu ediniyorsunuz? Halbuki onlar size düşmandır. Kendilerine yazık edenler için bu ne kötü değişmedir!” Rabbimizin, meleklerin Hz. Âdem’e secde etmelerini emretmesi esnasında, iblisin de meleklerin arasında bulunması, onun melek olduğunu kanıtlamaz. Çünkü melekler, Allah’ın emirlerini yerine getirmek üzere yaratılmış varlıklar oldukları için Allah’a isyan etmezler. İblis ise, Allah’a karşı gelmiş ve bu itaatsizliğinde ısrar etmiştir.
Kur’an’da şeytanın azgın, sinsi, yanıltıcı ve kışkırtıcı olduğu bildirilmekte, hile ve aldatmalarına dikkat çekilmekte, ondan uzak durulması emredilmekte, şerrinden Allah’a sığınmanın gereği vurgulanmaktadır. Peygamberimiz de hadislerinde insanın yapacağı her türlü kötü davranışta şeytanın etkisine işaret etmekte, özendirici ve aldatıcı oyunlarına dikkat çekmektedir. Bütün bu özellikleriyle şeytan, insanı bir yandan kötülük, yanlış, günah işlemeye davet etmekte, diğer yandan da insanın Rabbine karşı kulluğuna (ibadetlerine) mâni olarak, O’ndan uzaklaşmasını istemektedir.
Sonuç olarak varlık türü itibarıyla şeytan, meleklerle ve cinlerle aynı kategoride yer alır. Yaratılış malzemesi olarak (ateş) cinlerle de aynıdır. Fakat yukarıda ifade edildiği şekliyle, özellikleri ve insanlarla ilişkisi açısından o melek ya da cin olmayıp ayrı bir varlıktır.