Topluluk, cemaat, millet, nesil. “Sizden, insanları hayırlı şeyleri yapmaya çağıran, iyiliğ i emreden, kötülükleri engelleyen bir ümmet olsun.” (Kur’anı Kerim 3/104) Din ve inanç birliği temelinde bir araya gelen ve aynı peygambere bağlanan insanlar topluluğu, bir din üzerinde birleşen millet. “Şüphesiz bu (insanlar) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabb’inizim..” (Kur’anı Kerim 23/52) İnsanlığa önder olan peygamber. “İ brahim, Allah’ı birleyerek ona boyun eğip ibadet eden bir ümmet idi. O (hiçbir zaman) müşriklerden olmadı.” (Kur’an ı Kerim 16/120) Zaman, müddet, süre. “Ant olsun ki onların (inkâr edenlerin) azabını belirli bir ümmete kadar ertelesek, ‘o azabın gelmesini engelleyen nedir?’ derler. Bilin ki onlara azap geldiği gün, artık geri çevrilmez; alaya aldıkları şey onları mahvedecektir.” (Kur’anı Kerim 11/8)