Bunun kazası gerekmez. Aksine o günün bayram günü olduğu şer’î olarak tesbit edildiği için oruç tutulması caiz de değildir. Şer’î tesbit iki adil şahidin müslümanların hakiminin huzurunda şahitlik etmesi ve ülkenin her tarafında ve başka yerlerde de insanların bununla amel etmesidir. Ebu Davud ve Tirmizi’nin, Ebu Hureyre’den tahriç ettikleri bir hadiste Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Oruç insanlarla birlikte tuttuğunuz günkü oruçtur. Bayram insanlarla birlikte bayram ettiğiniz günkü bayramdır. Kurban, insanlarla birlikte bayram ettiğiniz günkü kurbandır.” Bazı insanların hilalin küçük olduğunu ve cumartesi günü görülmeyeceğini iddia etmelerine gelince İmam enNevevî, Sahihu Müslim şerhinde dedi ki: “Hilalin büyüklüğüne ve küçüklüğüne itibar edilmeyeceğinin, Allah’ın onun görülme zamanını uzattığının, hava kapalı ve bulutlu olursa sayının otuza tamamlanacağının açıklandığı bölüm” Ebu Vail Şakik b. Seleme dedi ki: Bize Ömer İbn elHattab’ın mektubu geldi. Mektupta şu bilgi vardı: Hilallerin bazısı bazısından büyüktür. Hilali gündüz gördüğünüzde, müslüman iki kişi onu dün akşam gördük diye şahitlik etmeyince orucu bozmayın. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Hilali görünce oruç tutun, hilali görünce orucu bırakın ve hilali görünce kurban kesin. Hava kapalı olur da hilali göremezseniz sayıyı otuza tamamlayın. Eğer iki kişi şahitlik ederse oruca başlayın ve orucu açın.” Bu manadaki hadislerin tamamı hesaba, ayın konaklarına, hilallerin büyüklüğüne ve küçüklüğüne itibar edilmeyeceğini ancak ayın usulüne göre görülmesine itibar edileceğini beyan eder. Bu bilindiğinde, hilalin iki adil şahidin şahitliğiyle görüldüğünün kesinleşmesinden sonra insanların perşembe gecesi de Ramazan orucuna başlayabilecekleri bilinir. İnsanlar yirmidokuz gün oruç tuttukları ve Şevval hilalinin usulüne uygun olarak cuma gecesi görüldüğü iki adil şahidin şehadetiyle kesinleştiği zaman artık orucu bırakıp bayram yapmaları gerekir. Kim dinen sabit/kesin olan bir şeyin dışına çıkarsa günahkardır, asidir veya şüpheci ve vesvesecidir. Her ikisi de doğrudan uzaklaşmıştır. Başarıyı lutfeden Allah’tır. O, dilediğini doğru yola hidayet eder.