Ruh çağırma nedir? İslam’da ruh çağırma var mıdır? Ruh çağırmanın hükmü nedir? Ruh çağırma nasıl yapılır?

Ruh çağırma (spiritizma), ölülerin ruhlarının yaşadığı ve onlarla konuşulup görüşülebileceği inancıdır.11 Bu durum gaipten haber verme yöntemlerinden biri olup, çağrılan ölü ruhlarla iletişime geçilerek birtakım bilgiler elde edilmeye çalışılmaktadır. Bu yöntemle gizli ve bilinmeyen bazı hususların açığa çıkarılmasını sağlama ya da olayların gerçekteki seyrini öğrenmeye çalışma hedeflenmektedir. Ruh çağırmayı kabul etmek, aynı zamanda ölümden sonraki bir hayatın varlığını ve ölülerin hayatla bağlarını kesmeyip yaşayan insanların işleriyle ilgilenmeye devam ettiklerini kabul etmeyi de gerektirir.

Gaipten haber verme olayının izlerini hemen her kültürde görmek mümkün olsa da, bunu ölülerin ruhlarıyla iletişime geçerek sağlamaya çalışma yalnızca bazı kültürlerde mevcuttur. Yunanlılar’da, Gılgamış’ta ya da Şamanlık kültüründe buna benzer uygulamalara rastlanmaktadır. Ruh çağırma esnasında ölünün bir parçasının özellikle de kafatasının bulundurulması dikkat çekicidir. Çünkü trans halinde gaipten haber veren kişi/medyum tarafından ve karından konuşma yoluyla gerçekleştiğine inanılan söyleşinin, bazan işaretler yoluyla da ortaya çıkabileceği iddia edilmektedir.

Ruh çağırma seanslarında, bulunulan ortamda veya masa üzerinde başka bazı nesneler de bulundurulur, falcı ruhu sorguya çeker ve etraftaki cisimlerin hareketine göre de ruhların cevaplarının “evet” veya “hayır” olduğu iddia edilir. Çoğu kere sersemleştirilmiş bir yılan balığı kullanılır ve onun masa üstünde can çekişme, ruhların “evet” cevabı olarak düşünülür. Masa üstünde hazır edilen bu nesnelerin istenilen zamanda hareket etmesi için bazı hilelere başvurulur, çoğunlukla da halk arasında yaygın olan şüpheleri doğrulayacak şekilde kullanılır.

İslâm dünyasında “ilmü’l istihzâri’lervâh” ve “ilmü’lazâim” tabirleriyle dile getirilen ruh çağırma, Osmanlı literatüründe huddâmcılık olarak isimlendirilmiştir.14 Yukarıda da söz konusu edildiği gibi insana yaratılışı esnasında üflenen, ona canlılık kazandıran bir öz olan ruhun, insanın ölümüyle birlikte başka bir âleme yükseldiğini hem Kur’an hem de Hz. Peygamber haber vermekte ve ölüler için okuduğumuz Kur’an, verdiğimiz sadakanın onlara faydası olacağı bilinmekteyse de, ölüm sonrasında onların ruhlarıyla iletişim kurulabileceğine ilişkin net bir açıklama bulunmamaktadır.

Âyet ve hadislerden ve nakledilen bazı rivayetlerden peygamberlerin meleklerle ve bazı kâhinlerin de cinlerle teması olduğundan söz edilse de, ölen insanların ruhlarıyla temas kurulduğu veya onların bazı yöntemlerle çağrıldığına ilişkin bir rivayet bulunmamaktadır.17 Bu durum, ruh çağırma seanslarında birtakım özel yöntemlerle, ölen insanların ruhlarıyla temasa geçilebileceğine ilişkin düşüncelerin dinî bir dayanağı bulunmadığını göstermektedir.

O halde ruh çağırma olaylarını nasıl anlamak ve açıklamak gerekir? Medyumların ortaya koyduğu ve verdikleri haberleri nasıl anlamak gerekir? Ölülerin ruhlarıyla temas kurulmadığı ve bunun dinî bir dayanağı bulunmadığına göre, âlimler iki görüş ortaya koymuşlardır. Birinci görüşe göre, ruh çağırma esnasında gelen varlık ruh değil cindir; kâhinler/medyumlar onlardan aldıkları bazı bilgileri insanlara aktarmaktadırlat.

İkinci görüşe göre ise, ruh çağırma tekniklerinin hiçbirinde aslında gelen bir varlık falan yoktur; medyumlar tamamıyla kendi hayal dünyalarından uydurduklarını aktarmaktadırlar. Bazı İslâm filozofları da insanlarda görülen bu olağanüstü halleri cinlerle temas yerine nefislerin beşeriyetten kurtularak ruhaniyet kazanması veya hayal âlemine yönelmesi olarak açıklamaktadır.18 Ayrıca bunun medyum/kâhinlerin kişiliklerinin bastırılmış yönleri olabilmesi de mümkündür.

Bazıları da, insanlar öldükten sonra ruhlarının yaşadığına inanılan bazı kültürlerde bu ruhlarla iletişim de kurulabileceği düşüncesini, eski ilkel inançların uzantısı boş bir inanç olarak görmektedirler.19 Bu düşünce sahiplerine göre, ruhlarla iletişim her insanın yapabileceği bir şey değil, aksine onların sözlerini anlayabilecek nitelikte olan kâhinler aracılığıyla gerçekleşebilir. Onlar insan ruhunun perispirit adını verdikleri astral (hologromik ışınsal) beden yönünün olduğunu kabul ederler. Bu astral beden ruhun kendi enerjisinin yoğunlaşmış biçimi olan hafif bir madde olup, bildiğimiz madde cinsinden olmadığı için, maddede aradığımız vasıflar onda bulunmaz. Fakat ruhun bizim bilmediğimiz böyle bir ışınsal bedeni daha varsa ve istendiği zaman hazır bulunabiliyorsa, ruh çağırma seanslarında niçin medyuma ihtiyaç duyulduğu ve bu işler için niçin özel ortamlar ve karanlık odalar tercih edildiği sorusu cevapsız kalmaktadır. Ayrıca ruh böylesine ayrıcalıklı bir bedene sahipse, çağrılabiliyorsa, geliyorsa, görülebilip konuşulabiliyorsa, niçin her zaman gelmediği ve gelmek için komik birtakım büyüsel törenlere ihtiyaç duyulduğu bilinmemektedir.

Ruh çağırmayı kabul edenler, temelde bu düşüncelerini ölülerin ruhlarıyla iletişim kurulabileceği tezine dayandırırlar. Seanslarda hazır bulunanların ölülerin ruhları olduğunu iddia ederek, onlarla söyleşi içine girdiklerini ve bunun da etraftaki nesnelerin hareketleri vasıtasıyla gerçekleştiğini öne sürerler.20 İslâm düşüncesinde de ölülerin ruhlarının, verilen selâmı ve konuşmaları işittiği21 şeklinde rivayetler mevcuttur. Ayrıca Hz. Peygamber’in kabirdekilerin azaplarını işittiği ve mîraçta diğer peygamberlerle karşılıklı konuştuğu aktarılmaktadır.

Bu örneklerde aktarılanların hiçbirinde ölülerin ruhlarının çağrıldığı, hazır bulunduğu ve birtakım maddî araçlarla insanlarla diyalog kurduklarına ilişkin bir ifade mevcut değildir. Bu rivayetlerdeki ölülerle iletişim, maddî birtakım araçlara veya büyüsel birtakım uygulamalara dayanmamaktadır.22 Ayrıca bunların tamamı kişiye özel olup, başkaları tarafından duyu organlarıyla algılanabilir nitelikte bir iletişim değildir.23 Mîraç olayı ile ilgili örnekse, peygambere özgü ve mûcizevî niteliktedir. Dolayısıyla bu örnekler diğer insanlar için ruhların çağrılabileceği, onlarla iletişim kurulabileceğine delil teşkil etmezler.

Ruh çağırma seanslarında iletişim kurulup çağrılan ruhun, niçin bir insana yakışır biçimde değil de masanın hareketi veya eşyanın yer değiştirmesi gibi24 anlamsız hareketlerle kendini belli ettiğinin de hiçbir anlamlı açıklaması yoktur. Ayrıca eğer ruhlarla iletişim kurmak mümkünse, bunun her zaman niçin gerçekleşmediği ve ruhlarla iletişim kurup sohbet edebilmek için niçin adamın ölümünü beklediğimizi de bilmiyoruz. Çünkü eğer ruhlarla iletişim kurmak mümkünse, her zaman mümkün olmalıdır ve insan hayattayken onların ruhlarıyla da iletişim kurulabilmelidir.

Ruh çağırma konusunda tercih edilen görüş, eğer bu mümkünse ve birinin geldiği düşünülüyorsa, bunun insan ruhu olamayacağı, belki cinler olabileceği yönündedir. Ruhları çağırıp getirme iddiaları yalan, uydurma ve anlatılan kurguların çoğu ciddiyetten uzaktır.25 Ayrıca ruh çağırma esnasında başvurulan sihir, büyü, fal, kehanet gibi uygulamaların hepsi dinimizce yasaklanmış bâtıl uygulamalardır. İnanç açısından insanları şirke götürebileceği gibi, onları kandırıp inançlarını istismar etmeye de elverişli bir zemin oluşturur.