Peygamberlerin hepsi Allah Teâlâ’nın hidayete eriştirdiği seçkin ve üstün vasıflı kimselerdir. Allah katındaki dereceler bakımından en üstün konumda peygamberler yer alır, insanlar ve cinler içinde onlardan daha üstün kimse yoktur. Allah elçilerinin kendi aralarında üstünlük açısından farklı konumda bulunduklarını da belirtmek gerekir. İlgili âyetlerden biri şöyledir:
“O peygamberlerin bazılarını bazılarından üstün kıldık. Onlardan Allah’ın konuştuğu ve derecelerini yükselttiği kimseler de vardır.”
Peygamberlerin vahye muhatap oluş şekli, nübüvvetlerinin devam ettiği süre, görevlerinin bölgesel veya evrensel olması bakımından farklı konumlarda bulundukları bilinmektedir. Hz. Nûh, İbrâhim ve Dâvûd’un şükürde; Hz. Yûsuf, Eyyûb ve İsmâil’in sabırda; Hz. Zekeriyyâ, Yahyâ, İlyâs ve Hz. Muhammed’in yiğitlikte diğerlerinden üstün olduğu kabul edilir.
Peygamberlerin bir kısmına büyük ilahî kitap, bir kısmına ise birkaç sayfadan ibaret küçük kitap (suhuf) verilmiş, bazı peygamberler Allah ile doğrudan konuşarak vahiy almış, bazıları ise vahye Cibril aracılığı veya diğer vahiy şekilleriyle muhatap olmuştur. Bir kısım peygamberler belli bir kavme gönderilmiş, kimi bir peygambere yardımcı olmakla görevlendirilmiş, son peygamber Muhammed aleyhisselâm ise bütün insanlara gönderilmiştir. Buna göre nübüvveti evrensel olan, ümmetini tevhit inancına ve sâlih amele sevketmeyi başaran, insanlığa kıyamet kopuncaya kadar mükemmel bir bilgi mûcizesi, değerli bir kitap ve ona bağlı olarak mükemmel bir din getiren Hz. Muhammed, peygamberlerin en üstünüdür.
Derece bakımından ondan sonra kendilerine yeni bir kitap ve şeriat verilen peygamberler gelir. Bunlar da Mûsâ, Dâvûd ve Îsâ aleyhisselâmdır. Peygamberlerin bir kısmının diğer bir kısmına üstün kılındığını belirten âyetlerde, üstün kılınanlardan bazılarının adlarına da işaret edilmiştir. Hz. Dâvûd hariç olmak üzere sözü edilen bu beş peygambere ulülazm, yani büyük zorluklara azimli bir şekilde göğüs geren peygamberler denilmekte olup, faziletin ilk derecelerine sahiptirler.
Bunlar ilgili âyet-i kerîmede şöyle sıralanmıştır: Hz. Muhammed, Nûh, İbrâhim, Mûsâ ve Îsâ. Bazı hadislerde Resûlullah’ın peygamberler arasında üstünlük tartışmalarına girmeyi yasakladığının nakledilmesini, farklı peygamberlere inanan insanların, kendisine iman etmelerini sağlamaya yönelik başarılı bir üslûp kullanma zaruretiyle açıklamak mümkündür.