Kur’an’ın hayat kitabı olduğunun ve indiriliş amacının gerektiği gibi kavranamadığının önemli göstergelerinden biri de Kur’an’ın ölülerin arkasından -üstelik okunan bölümlerin ne söylediğinin anlaşılmasına gerek duyulmadan- okunacak bir kitap haline getirilmiş olmasıdır. Oysa Kur’an’ın ölülerin arkasından okunmasını gerektirecek tek bir ayet ya da dolaylı bir işaret yoktur. Bu olmadığı gibi çok net bir şekilde Kur’an’ın hayatta yani sağ ve diri olanı uyarmak için gönderilmiş bir kitap olduğu ifade edilir.1151 Bilindiği gibi genellikle ölülerin arkasından Yasin Suresi okunmaktadır. Örnek olarak verilen ayetin Yasin Suresi’nin içinde geçiyor olması da oldukça manidardır. Kur’an ölüler için değil, diri olan ve diri kalmak isteyenler için doğru yol rehberidir. Zaten ölmüş birinin doğru yola erişmesi artık mümkün değildir. Kur’an, bedenen yaşayan ama ruhen ölmüş gibi olanları diriltmek içindir. Kur’an’ın hayat kitabı olması; manen ölü olanları diriltmesi, karanlıkları aydınlatması, “kendine iyi”leri “başkalarına da iyi” kılması, kötüleri iyilere dönüştürmesi ve hayatı baştan aşağı yeniden inşa ederek sağlam temellere dayandırmasıdır. Bu yüzden ayetler, manen ölüyken vahiy ile diriltilmiş diriltilmiş ve kendisine insanlar arasında yürüyebileceği bir nur (ışık) verilmiş kimse ile karanlıklar içinde kalıp oradan çıkamayan bir kimsenin aynı olmayacağını söylemektedir. Bu yüzden insanlar, kendilerine hayat verecek olan vahyin çağrısına uymaya davet edilmektedir.
Kur’an’ın ölen kişiye bir faydası olmaz. Aynı şekilde ölmek üzere olan kişinin başında okunan Kur’an, o kişinin daha rahat ve kolay ölmesini sağlamaz. Kur’an’ın yaşayan kişiye faydası olur. Kur’an, gerçek anlamda yaşama, gerçek anlamda canlanıp hayat bulma kitabıdır. Ölmek üzere olan ya da ölmüş birinin arkasından Kur’an okumak dinî bir gereklilik olmasa da dinî açıdan doğrudan buna karşı çıkmaya gerek de yoktur. Her ne kadar bu durumdaki kişilere bir faydası olmasa da şayet Kur’an herkesin anlayacağı bir dilde okunursa o kişilerin yakınlarına ya da orada toplanan insanlara, Allah’ın ayetlerini hatırlatma ve ölen ya da ölmek üzere olan kişinin durumundan ibret alma anlamında bir faydası olabilir. Çünkü Kur’an’ın diri olanı uyarmak için gönderildiğini ifade eden ayet, ölen kişinin ardında kalan diriler için de geçerlidir.
Kur’an’ın her ayeti, inananlar için son derece önemlidir. Zaman içinde ortaya çıkan birtakım rivayetler sebebiyle bazı sure ve ayetlerin faziletlerine yönelik çeşitli kabuller benimsenmiştir. Oysa bu türden kabullerin Kur’an’dan hiçbir dayanağı yoktur. Bu tür rivayetlerde Yasin Suresi’nin Kur’an’ın kalbi olduğu söylenmiştir. Yine ölülerin arkasından ya da ölmek üzere olanların yanında Yasin Suresi’nin okunması şeklinde rivayetler görmek de mümkündür. Her ne kadar doğrudan ölüm ile alakalı bir sure olmasa da özellikle surenin sonlarında kısmen de olsa ölümden ve ahiret gerçeğinden bahsedilmektedir.
Surenin genel içeriğine bakıldığında tevhid, peygamberlik ve ahiret konuları anlatılır. Evrenin mükemmel yaratılışı ve işleyişinden deliller getirilir. Gece ile gündüze, Güneş ile Ay arasındaki uyum ve düzene, yeryüzündeki bitkilere, gemilerin denizin üzerinde akıp gitmesine dikkat çekilir. Yine surede, iman ve inkâr arasındaki mücadele çerçevesinde geçmiş toplumlardan ibret verici örnekler verilir. Dolayısıyla her ne kadar tüm bunlar Allah’ın kudret ve sanatını anlamak, insan üzerindeki rahmetini kavramak ve dünya hayatının geçiciliğini görmek için verilmiş ibretlerse de tüm bu ibretleri alabilmek için Yasin Suresi’ni de diğer tüm sureleri de anlayarak okumak ve anlayarak dinlemek gerekir.
Emre Dorman