İslâm tarihi açısından önemli bir yere sahip olan Mekke’nin fethinde Müslümanlar hem müşrikler karşısında muzaffer olmuşlar hem de yıllardır hayalini kurdukları vatanlarına kavuşmuşlardır.
Savaşın Sebebi
On yıl geçerli olması gereken Hudeybiye Antlaşması Mekkeli müşrikler tarafından antlaşmanın ikinci yılında bozulması sebebiyle Hudeybiye Antlaşması iptal olmuş ve bu durum Mekke’nin fethine zemin hazırlamıştır.
Bekir kabilesi ve Huzâa kabileleri arasındaki devam eden anlaşmazlıklar düşmanlığa dönüşmüş ve hicretin sekizinci yılında bir gece aniden Bekir kabilesi Huzâalılara saldırıp onlardan yirmi kişiyi öldürmüştür. Bu saldırı esnasında Kureyşliler de Hudeybiye Antlaşması’nı bozarak Bekir kabilesine su ve yiyecek yardımında bulunmuşlardı. Hatta bizzat Kureyşlilerin savaşa katıldığı da söylenmektedir.
Huzâalılar durumu gelip Hz. Peygamber’e naklettiklerinde Kureyş’e iki teklif sunulmuştur. Ya Kureyş öldürülenlerin diyetini ödeyecek ya da Bekir kabilesi ile olan anlaşmalarını bozacaklardı. Fakat bu iki teklif Kureyş tarafından kabul edilmemiştir. Ebû Süfyan ise Kureyşlilerin Bekir kabilesiyle yapmış olduğu anlaşmayı bilmediğini o esnada Mekke’de olmadığını söyleyerek Hudeybiye Antlaşması’nın yenilenmesini teklif etmiştir. Fakat bu bahaneleri Müslümanlar tarafından kabul edilmemiştir. Çünkü Mekkeli müşriklerin Hz. Peygamber ile sözleşmiş olan Huzâalılara karşı savaşanlara yardımcı olmaları, hatta onlara karşı savaşa girmeleri sebebiyle Hudeybiye Antlaşması’nı ihlâl etmişlerdi.
Savaşın Hazırlıkları
Hazırlıklara başlayan Hz. Peygamber, Mekkeli müşriklerin hazırlıkları duyup savunma içerisine girmelerinden endişe duyduğundan dolayı bütün hazırlıkları gizliden yürütmüştür. Aynı zamanda haber gitme ihtimaline karşı da Hz. Ömer, Mekke’ye haber gitmemesi için yolları tutma görevini yürütmüştür.
Hz. Peygamber Ramazan ayında on bin Müslüman ile yola çıkmış ve Müslümanların yanında Süleym, Gifâr, Eslem, Müzeyne, Cüheyne, Temîm, Esed, Gatafân, Kays kabileleri de yer almıştır.
Müslümanlar yatsı vakti Merruzzahrân’da konaklamış ve ordunun gücünü gösterip psikolojik olarak düşmanı yıpratmak için fazladan ateş yakmışlardır. Mekkeliler durumu öğrenmek için Ebû Süfyan ile beraber iki kişiyi Müslümanların konakladıkları yere göndermiş, fakat Ebû Süfyan Hz. Peygamber’in huzurunda İslâm’ı kabul edip Müslüman olmuştur. Mekke’ye dönen bu grup Mekkelilere savaşmadıkları halde zarar görmeyeceklerini haber vermiştir.
Müslümanlar dört bir yandan Mekke’ye girmişler ve kan dökülmeden Mekke’yi ele geçirmişlerdir. Hz. Peygamber’in kumanda ettiği birliğin dışındaki diğer birlikleri Hâlid b. Velid, Zübeyr b. Avvâm, Kays b. Sa’d yönetiyordu. Medine’den Ramazan ayının onuncu günü çıkan Müslümanlar Ramazan ayının on dokuzuncu günü olan Cuma gününde Medine’ye girmişlerdir.
Mekke’nin ele geçirilmesinin ardından Hz. Peygamber ve Müslümanlar Kâbe’nin yanına gelerek tavaf etmişlerdi. Sonrasında Hz. Peygamber Kâbe’de ve çevresinde bulunan putları temizletmiş ve herkesten evindeki putu imha etmesini istemiştir.Aynı zamanda Mekke’nin fethinden sonra kimsenin malına, evine ganimet gözüyle bakılmamış ve yağmalanmamıştır.
Mekkelilerle yapmış olduğu konuşmada putlara tapmayı, içkinin alımı ve satımını, domuz etini onlara yasaklamıştır. Hicret ile beraber her fırsatta Müslümanlara saldıran Kureyş tehlikesi Mekke’nin fethi ile ortadan kalkmıştır.