Mavigazetem ünlü emonomist ve stratejist metasoft Kaan Sarıaydın tarafından kurulmuş bir haber ve düşünce platformudur. Kaan Sarıaydın başta olmak üzere Masud Sali, Gizem Özkan, Özlem Öztürk ve İhsan Bingöl tarafından içerkler ve makaleler kaleme alınmaktadır. Yazar kadrosu hayli geniş olan Mavigazetem içerik olarak siyaset, ekonomi, strateji ve uluslararası ilişkiler konularında yazıların yayınlandığı bir platformdur.
Kaan Sarıadyın’ın Mavigazetem’in açılışı ile ilgili kaleme aldığı yazı ve açıklama şu şekildedir:
Gönlü, yüreği, kalbi güzel insanlar içtenlik ve samimiyetle sizleri selamlıyorum. Rabbime hamdolsunki bugünü nasip etti… Çok uzun yıllardır üzerine kafa yorduğumuz yol haritasını belirlediğimiz çok değerli dostlarımla birlikte mesai harcadığımız ve bugün sizlere ilk yayın hayatına başlayan Mavi Gazetem de ilk yazımı yazmış olmanın onuru içerisindeyim. Yeni dünya söylemini küreselciler söylüyor diye içi boş söylemleri duyduğunuzu biliyorum. Bu söylemi o taraf söylüyor veya bu taraf söylüyor diye bir söylem içerisine girmek tamamen yanlış ve anlamsız bir muhalefetliktir. Yeni dünya söylemi bir gerçekliktir! Yaşadığımız yüzyılda yeni bir dünya oluşturulmuştur ve asliyetiyle bu 3.dünya savaşıdır! Yeni bir dünya inşaa edilmek istenmektedir ve bu arzu gerçekleşsin veya gerçekleşmesin hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bu da bu kadar nettir!… Yeni dünya söylemi üç ayaklı bir stratejidir. Aslında üçüncü ayak Türk dünyasıdır. İnşaa edilmek istenen yeni dünya küresel gücün gerçek isimlendirmesiyle tefecilerin oluşturmak istedikleri bir dünyanın oluşması adına start verdikleri bir süreçtir. Küresel sermaye yani küresel güç yeni bir dünya inşaa etmek istediği için 3.dünya savaşını başlatmış bulunmakta. Bu savaş küresel sermaye ile ulus devlet mekanizmalarının derin yapılarıyla yapılmaktadır… Küresel sermaye 3.dünya savaşında ilk olarak en tehlikeli terör örgütü olan dünya sağlık örgütünü (DSÖ) sahaya sürmüştür. Bu örgüt Covid 19 adlı kendi yarattığı bir teröristin başına ödül koymuş, onu bulma ve yok etme adına sözüm ona ülkeleri ekonomikmen sıkıntıya sokacak eylemler içerisine girmiş, insanları hapsetmiş ve ülke ekonomilerini sarsmıştır. Tabiki bir yandan tefecinin para satması gerekmektedir, bir yandan insanları psikolojik bir etki altına alarak da ülke yönetimlerini çıkmaz bir sürecin içerisine sokmuşlardır. Bir çok güçlü ülke mekanizmalarında muhalefetlerin hiç birinden aksi bir söz çıkmamış. Bu konu eleştirilmemiştir bile. Bu pencereden bakıldığında aslında gelişim içerisinde olan ülkelerin, heleki ulus milliyetçilik söylemlerinde güçlü olan İngiltere, Türkiye, İtalya gibi ülkelerde hiç bir muhalefet aksi söylemlere girmemiş, Covid 19 adlı teröristi eleştirmemiş, uygulamaları eleştirmemiş ama aynı şarkıyı söylemişlerdir: insanlar aç…insanlar aç… Yaşadığımız tarihte muhalefetin şarkısı bu şarkı. İktidarlar bir yandan mücadellelerini verirken diğer bir yandan bu komploya karşı en dikkatli bir şekilde ilerlemeye çalışmışlardır. ABD dünya ekonomisinde sıkıntılı günlere Trump’la merhaba derken uluscu milliyetçi politikaları eleştirilmeye başlanmış. Kendini toparlama ekonomikmen güçlenme adına içeri çekilme stratejisine giren Trump kapital güç tarafından indirilmiş, yerine CEO Biden getirilmiş ve finansal musluklar sonuna kadar açılmış tekrar para pompalanmaya başlanmıştır. Trump kaybettikten sonra seçimi kaybetmiş bir oyuncu gibi diskalifiye olmamış, halkın gözünde kahraman olmuş ve aktif olarak hızlı bir şekilde yapılanmalarına örgütlenmelerine devam etmektedir ki, bu aslında hayırlı olandır… Diğer ülkelerde iç isyan sesleri kısıt bir sesle bile olsa küresel sermaye defol söylemleri dillendirilmiş ve sokaklara dökülmeler başlamıştır. Çin yüzünü doğuya dönmüş ve günler öncesi kendisine yeni dünya düzeninde patner olarak Türkiyeyi seçmiştir. Küresel sermaye ve ulus devletleri arasındaki bu entrikalı süreçler devam ederken İsrail sert bir hamle yapmış, küresel sermayenin tekerine çomak sokmuş, Süveyş kanalında bir oyun oynamış ve size Ortadoğuda ekmek yedirmem gibi eylemin içerisine girmiş ve etkisi altına aldığı Mısır devletini bile Türkiyeyle ilişkilerini düzeltmesi adına hamlelere girişmiştir. Evet, küresel sermaye doğudan batıya giden koridorda sıkışmış ve bu durumda nisan ayında kullanılıcak ikinci silah olan iklim silahının tanıtımı öncesi sert bir tokat yemiştir. Bu tokadın hemen ardından küresel sermaye ABD eliyle Putin ve Türkiye ile söylem dilini değiştirmiş ve U dönüşü yaparak varlıklarını kabul etmiş, bir nevi havlu atmıştır. Şunu söyleyebiliriz: ikinci silah olan iklim silahı nisan ayında görücüye çıkacaktı ama o masada bulunmayan iki önemli aktör Rusya ve Türkiye davet edilmiş. Bu davette İsrailin varlığını küresel sermayeye hissettirme adına başarı elde etmiştir. Tüm bunlar yaşanırken şu da unutulmamalıdır ki, yeni dünya düzeninde Türkiyenin önemi çok çok fazladır! Türkiyenin olmadığı hiç bir strateji gerçekleşemez! Bu kabul edilmiştir. Son yıllarda Türkiyenin hem savunma sanayinde hem de jeopolitik dış ilişkilerde elde ettiği başarılar yüz üzerinden yüz! Türkiye yeni dünya düzeninde, yeni bloklaşmada en güçlü blok olarak yerini almıştır!… Meslek hayatımın çok önemli bir bölümünü küresel sermayenin finans dünyasının içinde üst düzey görevlerde bulunarak geçirdim. Bir nevi firavunun sarayında çalıştım ama lokmam helal, ikrarım candandı. Devletime görevim hep devam etmiştir, devletime hep hizmet etmişimdir. İnşallah oluşturulmak istenen yeni dünya düzeninde alışık olduklarınızı alt üst edecek bir yol haritasıyla tüm gerçek ve doğru bilgileri sizlere aktaracağım. Tüm Türk dünyasını tüm kadim halkları, tüm islam dünyasındaki gönüldaşları inşallah alışık ve bilindik olanların çok çok ötesinde bilgilendireceğim. Çok değerli dostlarla, gönüldaşlarla çıktığımız bu yolda Allah muvaffak eylesin inşallah diyorum ve tekrardan benim, sizin, bizlerin, tüm İslam ve Türk dünyasının ummanı olacak olan Mavi Gazetem‘in hayırlı olmasını diliyorum. Hepimize hayırlı uğurlu olsun …