Kur’anı Kerim’de Allah, müminlerin kurtuluşa erdiklerini müjdeleyerek, onların özelliklerini de şöyle zikretmektedir: Müminler, namazlarında huşû (derin bir saygı) içerisinde olanlar, anlamsız ve yararsız şeylerden uzak duranlar, zekâtı verenler, iffetlerini koruyanlar, emanete ve verdikleri sözlere sadakat gösterenler, namazlarında devamlı olanlardır. Bu sayılan özelliklere sahip müminlerin ahiretteki yeri de Firdevs cennetleri olarak ifade edilir ve müminler burada ebedî olarak kalacaklardır.53 Allah’ın cennete girecek müminleri sadece Allah’a ve O’nun vahiyle bildirdiklerine iman eden kişiler olarak değil de inançlarıyla tutarlı bir şekilde yaşayan inananlar olarak zikretmesi çok dikkat çekicidir.
Cennet hayatı Kur’anı Kerim’in farklı yerlerinde tasvir edilir. Cennete girmeye hak kazananlar, nimetlerle dolu cennetlerde Allah’a en yakın olanlardır. Mücevherlerle işlenmiş tahtlar üzerine kurulup karşılıklı olarak otururlar. Cennetliklerin etrafında onlara hizmet sunan gençler dolaşır. Cennet kaynağından kendilerine sunulan içecekten ne başları ağrır ne de sarhoş olurlar. Cennetliklere beğendikleri meyveler ve kuş etleri ikram edilir. Cennette ne bir boş söz işitilir ne de günaha sokacak bir şey vardır. Allah, cennetliklere tertemiz eşler lutfeder. Cennetliklere maddî mükâfatlarla birlikte manevî mükâfatlar da verilir ki, en büyük mükâfât Allah’ın görülmesidir.
Kur’anı Kerim’de inkârcı ve münafıkların dünyada yaptıklarına karşılık olarak ahiretteki yurtlarının cehennem olacağı haber verilmektedir. Cehennemdeki hayat ise Kur’anı Kerim’de şöyle tasvir edilir: Cehennemlikler içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde, serin ve rahatlatıcı olmayan kapkara bir duman gölgesindedirler. Cehennemde zakkum ağacından yiyerek susamış develerin içişiyle kaynar sudan içeceklerdir. Allah inkârcılara rahmet etmeyecek ve onları kendinden uzak tutacaktır.
Cehennem hayatı kâfir ve münafıklar için ebedi iken, günahkâr müminler için geçicidir. Cennet ise sadece müminler için hazırlanmıştır ve oradaki hayat ebedidir. Duyularımızla algılamamız mümkün olmadığı için, cennet ve cehennem hayatı, insanların en sevdiği ve en çok ızdırap hissettikleri şeylerle tasvir edilir. Ancak unutulmamalıdır ki, ahiret hayatı dünya hayatı ile aynı değildir.