İslam literatüründe Peygamberimizin sözleri, fiil ve davranışları ve onayladığı şeylere “hadis” denir.44 Allah, Kur’an’ı her konuda insanları aydınlatan, anlaşmazlık durumlarında aralarını bulan, onlara yol gösteren sevgili Peygamberimize gönderdi. Sonra ondan, gönderdiği mesajları insanlara ulaştırmasını, yani tebliğ etmesini istedi. Dolayısıyla Kur’an’ı herkesten iyi anlayan ve ayetlerdeki Allah’ın kastettiği manayı en iyi bilen Allah Resûlü’dür. Kur’an’ın Allah’ın sözü olduğunu, Peygamberimizin bize haber vermesiyle öğrenmekteyiz. Bir kimsenin Peygamberimizin söz, fiil ve davranışlarının kıymetli ve güvenilir olmadığını söylemesi, Kur’an’ın Allah’ın sözü olduğu inancı ile bağdaşmaz.
Peygamberimiz insanlara ayetleri tebliğ ettikten sonra onları sözleriyle açıklamış bazen de fiilleriyle uygulanışını göstermiştir. Kur’an’da bazı hükümler genel olarak belirtilmiş, ayrıntılı açıklamalar Peygamberimize bırakılmıştır. Yine bazı emirlerin nasıl uygulanacağını Peygamberimiz öğretmiştir. Mesela Kur’an’da Müslümanlardan namaz kılmaları istenmiş ancak namazın nasıl kılınacağı, kaç rekât olacağı belirtilmemiş, vakitlerin ayrıntılarından bahsedilmemiştir. Aynı şekilde kurban, hac ve zekât gibi İslam dinindeki önemli ibadetlerin yapılması istenmiş, ama ne zaman ve nasıl yapılacağının açıklanması Peygamberimize bırakılmıştır. Müslümanlar olarak tüm bunları Peygamberimizin hadislerinden öğrenmekteyiz.
Hz. Peygamber, vahye ters düşen söz, davranış ve tutumlardan uzaktı. Allah’ın elçisi olması sebebiyle onun açıklamaları Rabbimiz tarafından denetlenmekteydi. Vahiy süreci içinde Peygamberimizin bazı söz ve davranışlarının Allah tarafından yine vahiy aracılığıyla düzeltildiğini görmekteyiz. Rabbimiz “O, heva ve hevesinden bir şey konuşmaz. O’nun söylediği vahiydir.” diyerek Peygamberimizin kendi gözetiminde olduğunu çok açık bir şekilde ifade etmiştir.
Peygamberimizin hadisleri çok titiz bir çalışma ile kayıt altına alınmış, Kur’an ile karışmamasına özen gösterilmiştir. Bu konuda Peygamberimizin ashabını özellikle uyardığı bilinmektedir. Bırakın toplumda yalancı olarak tanınan birinin, hayvanları elinde yiyecek varmış gibi kandırarak yanına çağıranların dahi, hadis olduğunu söylediği sözler kabul edilmemiştir.
Sonuç olarak hadisler bize Kur’an ayetlerini açıklayan ve dinî yaşantımızda rehberlik eden en önemli kaynaktır. Dinin emir ve yasaklarının anlaşılması ve yerine getirilmesi için Peygamberimizin yönlendirmesine ihtiyacımız vardır. Aksi takdirde Kur’an’da Allah’a kulluk için gönderilen ibadet ve emirleri nasıl anlayıp uygulayacağımızı bilemeyiz. Günümüzde Peygamberimizin sözlerinin bize kadar güvenilir bir yolla ulaşmadığını iddia ederek hadisleri reddeden kimseler, Kur’an’ı anlamak için yine başka insanların yorum ve açıklamalarına başvurmaktadır. Bazen de insanlar Kur’an’ı anlamak için Peygamberimizin hadisleri yerine kendi anlayışlarını öne çıkarmaktadır. Bu da farklı ibadet ve din yorumlarına sebep olmaktadır. Diğer semavi dinlerin bozulmasının en önemli sebebi, din adamı sınıfı olarak bir grubun, Allah’ın sözü olduğunu iddia ederek, insanları kendi görüşleri ile yönlendirmeleri olmuştur. Rabbimiz İslam’ı ve Kur’an’ı Peygamberimizin uygulama ve sözleri ile desteklemiş ve Kur’an’ın çağlar boyunca anlaşılmasını onun açıklama ve uygulamalarına bağlı kılmıştır.