TENNURE SÖNDÜRMEK
Mevlevî tâbiridir. Tennurenin eteklerinin fazla açılmaması için, düşük sür’atle dönmeye tennure döndürmek denir. Bu, kalabalık semazen grubunda, tennurelerin birbirine çarpmalarını önlemek üzere başvurulan bir uygulama idi.
Tasavvuf Terimleri
Mevlevî tâbiridir. Tennurenin eteklerinin fazla açılmaması için, düşük sür’atle dönmeye tennure döndürmek denir. Bu, kalabalık semazen grubunda, tennurelerin birbirine çarpmalarını önlemek üzere başvurulan bir uygulama idi.
Birini kötü bir şeyden, uzaklaştırmak, beri kılmak anlamında Arapça bir kelime. Rabbı, beşerî vasıflardan uzaklaştırma. Buna, kadim olan (Allah) m zatı, sıfatları ve isimleriyle birlenmesi denmiştir. Bu, (kendine bir yönden benzeşim gösteren) sonradan yaratılma yönüyle olmamak üzere, kendi nefsinden yine kendi nefsi sebebiyle, kendine müstehak asalet ve yüceltme yoluyla olur. Allah, bu yönüyle tekleşmiştir. Gerçek … Devamını oku
Yüksek yere çıkmak, bir şeyde yükselmeyi ifade eden Arapça bir kelime. Bir halden bir başka hâle, bir makamdan diğerine, bir marifetten diğerine geçme.
Arapça, çevirmen demektir. Bir iş yapılırken okunan övgü ve duaya denir. Bu, ya şiir şeklinde, yada mensur olur. Terceman, Mevlevî, Bektaşî tabiridir. Günlük işlerde okunur. Mevlevîlerde terceman daha azdır. Gülbang ile tercemân arasındaki fark, gülbangın şeyh tarafından topluluk huzurunda sadece dua şeklinde olmasına karşılık; tercemanın, topluluk şartı bulunmadan, övme ve dua tarzında herkesçe uygulanabilmesi söz … Devamını oku
Arapça bir kelime olup, bitkinin gelişip büyümesi manasına gelir. Kalp ehlinin gönlünde esen rüzgar, inayete güzel riayet sebebiyle oluşan yükün getirdiği yorgunluktan kurtulup rahatlamak. Yahya b. Muaz şöyle der: “Hikmet, Allah’ın ordularından bir ordudur. Allah onu, dünya sıkıntısından daralan ariflere, kalbleri rahatlasın diye yollar”.
Arapça, terketmek anlamında bir kelime. Fakr ve fena ehli dervişlerin başlarına giydikleri taç ve külahler üzerinde, dikey iniş şeklinde alâmetler olurdu. İşte bu dilim dilim görüntü veren alâmetlere terk veya terek adı verilir. Bu dilimlerin sayısı, tarikatlara göre değişirdi. Bektaşîlerde dilim sayısı 12’dir. Her tâc olamaz, fakr u fena şahına sertâc, Terk ehlinin, ey hâce … Devamını oku
Tasavvuf erbabı, yapageldiği mesleği veya vazifeyi kendi başına bırakamaz. Ondan beklenen, mesleğinde uzmanlaşmasıdır. Bir üst görev verildiğinde de reddedemez. Bir dervişin mesleğini terketmesi, bağlı olduğu şeyhi terketmeye eşit sayılmıştır. Yani mesleği izinsiz terk, bu denli büyük bir suçtur. Atasözüyle anlatılmak istenen budur.
Farsça, Hıristiyan papaz demektir. Kötü huyları iyileri ile değiştiren ince mânâlar ve hakikatler.
Farsça, Hıristiyan çocuğu. Mürşid-i Kâmilin çocuğu veya halifesi. İlâhî cezbe ile gönüllere gelen manevî ilaç.
Sarhoş numarası yapan anlamında Arapça bir kelime. Vecd sahibi ve manevî sarhoşluk durumundaki sadıklara, zorla benzemek üzere çabalayan, zorla sekre ulaşmaya çalışan kişilerdeki hâle, tesâkür denir.