ŞEVAHİDÜ’T-TEVHİD nedir?
Arapça, tevhidin şahitleri demektir. Tevhidin şevâhidi de, eşyanın ta’ayyünleridir. Herşeyin, kendisini başkasından ayıran, kendine özgü bir ta’yin ile ehadiyyeti vardır.
Tasavvuf Terimleri
Arapça, tevhidin şahitleri demektir. Tevhidin şevâhidi de, eşyanın ta’ayyünleridir. Herşeyin, kendisini başkasından ayıran, kendine özgü bir ta’yin ile ehadiyyeti vardır.
Arapça, iştiyak ve özlemi ifade eden bir kelimedir. Kalbin, sevgilisine kavuşmak üzere çekilişine, veya sevgili anıldığında kalbin heyecanlanmasına şevk denir. Kalbdeki şevk, lambadaki fitile, Aşk da ateşteki yağa benzer. Allah’a iştiyak duyanın O’na yakın olacağını, yakın olanın neş’eleneceğini, neş’elenin de vuslata ereceğini kaydederler. Vuslatta derinleşenler için, müjdeler ve güzel bir varış yeri sözkonusudur. Şevk ile … Devamını oku
Ebu Muhammed Yunus b. Yusuf eş-Şeybanî (öl. 619/1223) tarafından kurulmuş bir tasavvuf okulu.
Çılgın, deli, aşk hastası (delice aşık) anlamında Farsça bir kelime. Cezbe halindekiler, meczublar, şiddetli sevgiyle coşup kendisinden geçenler için, bu terim kullanılır.
Arapça, Allah rızası için bir şey anlamındadır. Tasavvuf tarihinde çok az bir kısım tasavvuf erbabı, nefs terbiyesi için, müridlerini, geçici bir süre bir şeyler toplamaya yollarlardı. Onlar da “şey’en lillah” diyerek keşkülleriyle dolaşır, topladıklarını dergaha getirirlerdi. Dervişlerin topladığı bu yiyecekler, fakirlere dağıtılırdı. Buna, “Selmana çıkmak” da denirdi. Bu tabir, hizmet sonrası dua ve niyaz sırasında … Devamını oku
Arapça, önder, kabile başkanı, yaşlı adam anlamına gelen bir kelime. Tasavvuf okulu liderlerine şeyh denir. Şeyhler, kulu Allah’a Allah’ı kula sevdirmek isteyen kişidir. Fonksiyonu bakımından, müridleri halle terbiye etmesi bir yana bıkakılırsa, her şeyiyle bir öğretmen görüntüsündedir. Şeyh’in şeriat bilgisine sahib, fena makamını geçmiş, ahlâk-ı hamide (övülen ahlak) ile süslenmiş olması gerekir. Kendisi kamildir, bu … Devamını oku
Şeyhlerin oturdukları posta, “Şeyh Postu” denir. Bu post, tüylü koyun derisinden olup, toplantı yapılacak mahalde en önemli yere serilirdi. Mihrab bulunan yerlerde, mihrabın sağına konurdu. Mevlevî şeyhlerinin kırmızı renkli postları kapıya göre, karşıya gelen sağ köşede serili olurdu.
: İmarethaneleri yöneten misafirleri karşılayıp ikramda bulunan zata şeyh-i imaret denirdi.
Mecazi bir tabir olup şeytan anlamındadır. Bir Hadis-i Şerifte, şeytanın boynuzlarının Necid’den zuhur edeceği kaydedilir. Tabirin dayanağı muhtemelen, bu hadisi şeriftir.