Surhi ne demek?
Farsça, kızıllık demektir. Kalbin kozmik rengi, kırmızı veya sarıdır. Manevî tekâmülün güçlü oluşuna surhî denilir.
Tasavvuf Terimleri
Farsça, kızıllık demektir. Kalbin kozmik rengi, kırmızı veya sarıdır. Manevî tekâmülün güçlü oluşuna surhî denilir.
Arapça, sakin, hareketsiz olmak demektir. Hakk’ın huzurunda, O’nun inayetinin kuşatması altındaki ruhî rahatlık, sarsıntısız manevî hayat.
Arapça, susmak demektir. Tasavvufta susmak, teslimiyeti ifade eder. Tasavvuf hal ilmi olduğu için, konuşarak değil, susarak yani hâl ile (yaşayarak) öğrenilir. Hz. Hızır (a)’ın, Hz. Musa (a)’dan istediği “susmak”tı. Ancak, bu gerçekleşmedi, iki çeşit sükût vardır: 1. Dış sükût 2. İç sükût. Mesela, tevekkül halindeki kişinin rızık endişeleri açısından kalbi (içi), susma durumundadır. Vücûdun hareketsiz … Devamını oku
Arapça, yola girmek, yol almak demektir. Bir şeyhe bağlanan kişinin, belli bir metodla, Allah’a doğru, yani kemalâta doğru iç (manevî) planda yaptığı yolculuğa sülük denir. Süluk’un sonunda “Allah’ı sevmek” tefekkürü (murakabe-i mahabbet) verilir. Ondan sonra “fena” ve “beka” gibi haller ortaya çıkar. Bir kul, en mükemmel varlık olan Allah (c.c) olmıyacağı için, gerçek mânâda sülûkun … Devamını oku
Şeyh Zeynûddin Yusuf Sünbül Sinan Efendi (ö. 936/1629) tarafından kurulmuş bir tasavvuf okulu olup Cemaliyye-i Halvetiyye’nin kollarındandır.
Kurucusu Hacı Şa’ban-ı Veli’dir. Halvetî tarikatının kollarından biri. Hacı Şa’ban-ı Velî’nin Şeyhi de Hayreddin-i Tokâdi (k) hazretleridir. Mezarı Bolu’ya 10 km. mesafededir.
Arapça sevinç demektir. Üzüntünün mukabili olan sevinç, üç türlüdür: 1- Zevk sürürü. 2- Şühûd sürürü: ilim perdesinin açılmasıyla oluşan sevinç. 3- icâbet-i semâ sürürü: Vahşet izlerini gideren müşahede kapılarını açan, sâlikin ruhunu güldüren sürür.
Farsça, neş’e, sevinç, bahtiyar, mutlu gibi anlamlan olan bir kelime. Sûfînin, kabz hâlinden bast hâline geçmesine şad denir.
Farsça, hükümdar, demektir. Hafifletilmiş olarak şeh şeklinde de kullanılır. Şeyh ve Velî’ye de, şah denir. Orta Asya ve Hindistan’daki sûfîler için, bu tâbir kullanılır: Şah Abdullah Dihlevî, Şah Muhammed Bahâeddin Nakşbend vb. Bektaşîlerin de, bu tâbiri sıklıkla kullandıkları görülür. Hz. Ali için, Şâh-ı Merdân, Şâh-ı Necef, Şâh-ı Vilâyet gibi tâbirler kullanılır. Şah kılıcı sallamak: Eskiden … Devamını oku