Rai ne demek?
Arapça, çoban, riâyet eden, idare eden demektir. Kâş’ânî’ye göre rai, “âlemin düzenini korumayı gerektiren nizamın idare edilmesi konusunda sağlam siyâsî ilimleri tam olarak öğrenmiş kişidir.”
Tasavvuf Terimleri
Arapça, çoban, riâyet eden, idare eden demektir. Kâş’ânî’ye göre rai, “âlemin düzenini korumayı gerektiren nizamın idare edilmesi konusunda sağlam siyâsî ilimleri tam olarak öğrenmiş kişidir.”
Farsça, ufak söz verme, ahitçik anlamına geldiği gibi, pay-ı mâcân’dan bozma bir kelime de olabilir. O takdirde pabuçluk, ayakkabılık manalarına gelir. Adâb ve erkân açısından ufak kusur işleyen dervişlere, ayakkabılıkta bir miktar, tek ayak üzerinde, ve çaprazlama iki elle iki kulağı tutma şeklinde uygulanan cezaya, peymançe denir. (Ayr. bkz. Pây-ı Mâcân) Gölpmarlı’nm incelemesine göre, bu … Devamını oku
Farsça, “pejvend”den bozma bir kelime olup, kadın tüccarlığı yapan, fuhuş pazarlamacıları için kullanılan bir tâbirdir. Bu münasebetle, özellikle, tasavvuf ehli yol göstericiler, rehberlik yapanlar için bu tâbir kullanılmıştır. Hattâ medih olmak üzere “koca pezevenk” tâbiri de kullanılır.
Bektaşî tâbiridir. Meydanda bulunan çeşitli makamlardan biri. Burada da, niyaz olunurdu. Nasip alan yeni tâlib, rehberinin delaletiyle buraya geldiği zaman, rehber şöyle derdi: “Buna pir postu derler. Hazret-i Pir Efendimiz, bunu Horasan’dan getirip, buraya sermiştir. Meram ve maksadın her ne ise, iltica olup murada erişilecek makamdır.”
Farsça-Arapça bir kelime olup ön adım demektir. Tekkelerde âyini idare eden naib için kullanılır bir tâbirdir. Bu vazifeyi gören derviş, şeyhin muavini sayılırdı. Mevlevîlerde, Çelebi Efendi’nin yardımcısına, bu tâbir yerine “tarikatçı” tâbiri kullanılırdı.
Arapça, terbiye eden, doyuran, yetiştiren vs. gibi anlamları olan bir kelime. Zâtın, ruhî veya cismânî gayb varlıklarına olan nisbeti bakımından, Hakk’ın bir ismidir. Allah’ın Rab isminin, fonksiyon olarak işlerlik kazandığı her şey, merbûb dairesinde mütalaa edilir. Allah’ın zatî, rubûbî isimlerin menşeidir. er-Razzâk ve el-Hafîz gibi isimler böyledir. Rab ismi de, merbûbun varlığını gerektiren ve gerçekleştiren … Devamını oku
Rabba mensub, Allah adamı anlamına Arapça bir kelime. Velilere, Rabbânî de denir. Yani, bu manada Rabbânî, Allah dostu, Allah’ı bilen, tanıyan ve ona amelen, fikren yakın olan kimse demektir. İlim ve dinde derinleşmiş, ilmini hayatına geçirmeye muvaffak olmuş kimselere de, Rabbânî adı verilir.
Farsça, pişmek demektir. Aşk ateşinde yanıp pişmeyi ifade eder. Na-puhte : Ham, pişmemiş, çiğ
Farsça, para demektir. Kuruştan küçük paralara eskiden pul denirdi. Yedi defa tekrarlanan duaların sayısını bilmek için, bazı teşbihlerin, imamesinden itibaren yedinci tanesinden sonra, mercimek gibi yassı olarak konan işarete denirdi.
Arapça, bağlayan, rapteden demektir. Tasavvuf? olarak, müridin zihnî planda, tefekkür ve muhayyile gücünü kullanarak mürşidiyle “beraberlik” halinde olmasını ifade eder. Ruhî terbiye için, bu mânâ beraberliğine ihtiyaç olduğu kaydedilir. Nakşibendîlikte rabıta önem arzetmekle birlikte, asıl değildir. Diğer tasavvuf okullarında da, ismen olmasa bile, mânâ olarak rabıta vardır. Râbıta’ya, sevgi anlamı da yüklenmiştir. Meselâ, sevgi rabıtası … Devamını oku