Dar ne demek?

Dar ne demek?

Arapça ev, Farsça idam sehbası manasınadır. Tasavvufta Bektaşîlik ıstılahları arasında geçer. Muhibbin, can feda etmek üzere meydanda ikrar verdiği yerin adıdır. Meydânın tam orta yerine dar denir. Biat ve tarikat talkini töreni gibi merasimler, burada icra olunur. Tasavvuf Edebiyatında, “Hallâc-ı Mansur” un başına gelen olayı ifâde etmek üzere, şiirlerde lügat mânâsı ile kullanılırdı (yani idam … Devamını oku

Çile ne demek?

Çile ne demek?

Farsça, kırk anlamına gelen çihil’den düzenlenmiş bir terim. Bir şeyh nezaretinde derviş, karanlık bir hücrede yalnız başına kırk gün süre ile az uyumak, az yemek, az içmek ve mümkün mertebe sürekli ibadetle meşgul olur ki bu olaya, çile denir. Bu, nefsi eğitmek için belirli bir süre halktan uzak kalıp olgunlaşmayı elde etmek için yapılır. Tasavvuftaki … Devamını oku

Çerağ ne demek?

Çerağ ne demek?

Farsça. Kandil, mum gibi manaları vardır. Topraktan veya madenden yapılmış kandil. İçine yağ konulup yan tarafındaki deliğe bir fitil takılarak yakılırdı. Çerağ, Bektaşîlerde makamlardan biriydi. Burada, diğer makamlarda olduğu gibi niyaz olunurdu. Nasib alan yeni talib, rehberinin kılavuzluğu ile buraya geldiği zaman, rehber kendisine şöyle derdi: “Buna çerağ derler. Bu çerağ, nûr-ı Muhammed Ali’dir. Cümle … Devamını oku

Çelebi ne demek? Çelebi nedir?

Çelebi ne demek? Çelebi nedir?

Türkçe. Çalab, Allah manasındadır. Sonundaki nisbet yâ’sı ile Çelebî, Allah’a ait adam, Allah adamı demektir. Kibar zarif kimselere de “çelebî adam” denir. XVII. yüzyılın sonlarına kadar bilgin ve soylu kimseler için, yine bu unvan kullanılmıştır. Mevlâna’nın soyundan gelenler “Çelebî” olarak anılmış, ancak Mevlâna’ya ana tarafından akraba olanlar “inâs çelebî”: baba tarafından akraba olanlara da “zükür … Devamını oku

Cin çarpması nedir?

Cin çarpması nedir?

Cinlerin şerrine uğrayıp çarpılmak. Cinlerin etkilemesiyle sinir sistemi dumura uğrayıp felç olmuş kişilere “cin çarptı” veya “cin tuttu” denir. Acaba cin veya şeytan insan çarpabilir mi? İşte Bakara Suresinin 275 no’lu âyetinde bu hususa işaret vardır: “Faiz yiyenler, ancak şeytanın dokunup çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar”. Şad Suresi’nin 41 nolu âyeti “kulumuz Eyyüb’u da an. … Devamını oku

Cimar ne demek?

Cimar ne demek?

Arapça kor, köz, küçük çakıl taşı anlamına gelen cemre kelimesinin çoğuludur. Mina’da kurban bayramı günleri üç şeytanın taşlanması ki bunlar.tasavvufta nefs, tabiat ve âdete işaret eder. Kul, yedişer taşla bu üçünü taşlayıp ilâhî yedi sıfatın etkilerinin gücüyle onları yok eder.

Cilve ne demek?

Cilve ne demek?

Damadın geline zifafta verdiği hediye anlamında arapça bir kelime. Kırıtma, nazlanma, güzellerin gönül fetheden ve hoşa giden hareketleri. Hakk’ın hüküm ve irâdesinin tecellisi, iyi kötü her olaya “cilve”, “cilve-i İlâhiyye” denir. Arifin gönlünde parıldayan İlâhî nurlar. Bu nurlar zuhur edince, arifler deli, divâne olur. insan ve âlem, Hakk’ın nurlarının cilve mahallidir.

Cifr ne demek? Cifr nedir?

Cifr ne demek? Cifr nedir?

Arapça, çiftleşmekten kesilme anlamına gelir. İstikbalde olacaklardan haber verme ilmidir. Bu işle meşgul olanlara “Cifrî” veya “Ceffâr” denmiştir. Rivayetlere göre bu ilmi ilk kez vaz’ eden Hz. Ali Efendimizdir. Muhyiddin-i Arabî Hazretlerinin, “Şecere-i Nu’maniyye” adlı eserindeki muğlak rumuzlu ifadelerin, bu ilimle alâkalı olduğu kaydedilir. İslamî inanca göre, gaybı sadece Allah bilir, bir de kullarından kısmen … Devamını oku

Cezb ne demek?

Cezb ne demek?

Arapça kendine çekmek anlamına gelir. Allah’ın kulunu kendi hazretine çekmesi. Cezbu’l-Ervah : Ruhların çekilişi demektir. Münacat, muhataba, sırların müşahedesi ve kalplerin yücelmesi vs. gibi inayet ve tevfikten ibarettir. Harraz bu konuda şöyle der: “Allah, veli kullarının ruhlarını kendine çeker, kurbünü ve zikrini taddırır, bedenlerine herşeyden lezzet almayı hızlandırır. Velilerin bedenlerinin yaşantısı hayvanlarınki gibi, ruhlarının yaşantısı … Devamını oku

Cemal ne demek?

Cemal ne demek?

Arapça. Güzel, güzellik, iç ve dış güzelliğini ifâde eder. İki türlü cemâl olduğu söylenir, birisi halkın bildiği güzellik, ikincisi hakiki güzellik. Bu da her uzvun, olması gerektiği karakter ve hey’etin en faziletlisi üzere bulunmasıdır. Cemâl, Allah’ın müşâhede-i ilmiyye olarak, kendi Zâtında ilk müşahede ettiği ezelî bir sıfatıdır. O, müşâhede-i ayniyye olarak yarattıklarında bu sıfatı görmek … Devamını oku