Kıyametin küçük alametleri nelerdir? Küçük alametler nedir? Kıyametin habercisi küçük olaylar neler?

Kıyamet öncesinde vuku bulacağı haber verilen sosyal, ahlâkî ve siyasî nitelikli olumsuzlukları içeren haberlere “kıyametin küçük alâmetleri” denilmektedir. Bunlar litaretürde “fiten ve melâhim” başlığı altında toplanan haberlerden oluşmaktadır. Hadis kaynaklarında yer alan rivayetlere dayanarak âhir zamanda dinî hayatın giderek kötüleşeceği biçimindeki ifadeler, din bilginleri arasında yaygınlık kazanmıştır. Bu neviden kötümser değerlendirmeler Hüzeyfe b. Yemân, Ebû Hüreyre, Hz. Âişe ve Ebû Zerr el-Gıfârî gibi sahâbîler tarafından yapılmıştır. Bu tür haberleri değerlendirirken, kişilerin içinde yaşadıkları dönemin sosyolojik ve psikolojik şartlarını göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

Resûlullah’ın dinî hayatta zayıflama olacağına ve ahlâkî bozulmanın ortaya çıkacağına ilişkin ileriye yönelik beyanlarının, Asr-ı saâdet’ten hemen sonraki dönemlere yönelik olması imkân dahilinde bulunduğu gibi, sonraki asırlarda bazı coğrafyalarda vuku bulmuş olması da mümkündür. Bu tür değerlendirmeler hep aynı çizgide ilerleyen bir tarih anlayışının (liner tarih anlayışı) sonucudur.

İslâm tarihinin çeşitli devir, coğrafya ve toplumlarında dinî hayatta eskiye göre zayıflama veya güçlenme merhalelerinin yaşandığı, tarihin düz bir çizgi halinde değil, zikzaklar yaparak ilerlediği bilinen bir gerçektir. Hz. Peygamber de bir hadisinde, “Benim ümmetim yağmura benzer, başlangıcının mı yoksa sonunun mu daha hayırlı olacağı bilinemez.” buyurmuştur. Ayrıca zamanın sürekli olarak kötüye gittiği ve kıyametin bugün-yarın kopacağı anlayışını İslâm’ın geliş hikmeti ve dinamizmiyle bağdaştırmak mümkün değildir.

Hadis külliyatında dinî, ahlâkî, sosyal ve siyasî içerikli mesajlar veren ve kelâm literatüründe kıyametin küçük alâmetleri olarak değerlendirilen haberlerin belli başlıları şunlardır:

  • Câriyenin efendisini doğurması,
  • Yalın ayak ve çıplak kişilerin insanların başına geçmesi,
  • İnsanların yüksek binalar inşa etmede yarışması,
  • İlmin azalması ve cehaletin yaygınlaşması,
  • Fitnelerin ortaya çıkması, öldürme hadiselerinin artması, servetin çoğalması,
  • Zinanın açıkça işlenmesi, içki tüketiminin artması, kadınların çoğalıp erkeklerin azalması,

İkisi de hak iddiasında bulunan iki büyük müslüman ordusunun birbiriyle savaşması,

  • Emanetin ehline tevdi edilmemesi ve işlerin ehil olmayanlara verilmesi.

Sayılarını daha da çoğaltabileceğimiz bu rivayetlerin amacı, kıyametin vaktini belirlemek değildir. Bunlar, aile ve toplumlarda meydana gelen bozulma ve dejenerasyona işaret etmekte, Allah’ın toplumlar için koyduğu sosyal düzen kanunlarını ifade etmektedir.

Bu tür olaylar büyük kıyametin yaklaştığı zamanda da bulunabilir, ancak hadislerde ifade ediliş maksatları bu değil, toplumların ölümüne (kıyâmet-i vustâ) işaret eden ilahî kanunların hatırlatılmasıdır.

Ana babaya itaatin olmadığı, para pul görmemiş insanların birden bire zengin olarak ekonomiye hükmetmesi ve bilgisizlikleri sebebiyle de toplumun ahlâkını ve ekonomisini bozmaları, zina, içki, emanete hıyanet gibi toplumu içten çökerten ahlâksızlığın yaygınlaşması gibi sosyal kanunlara işaret vardır.

Nitekim Kurtubî, İbn Hacer ve Aynî gibi tefsir ve hadis âlimleri de söz konusu rivayetleri bu çizgide yorumlamaktadır.Bu yorumu destekleyen önemli bir kanıt da şârihlerin, hadiste kıyamet alâmetlerinden sayılan iki büyük müslüman ordusunun savaşmasından maksadın Hz. Ali ile Muâviye ordularının Sıffîn Savaşı’nda karşı karşıya gelmesi şeklinde anlamalarıdır.