Yapıldığı yere nispeten Huneyn adı verilen bu gazveye Hevâzinlilerle yapılmasından dolayı Hevâzin Gazvesi adı da verilmektedir.
Savaşın Sebebi
Mekke’nin fethinden sonra Müslümanların ilerleyişinden ve güçlerinden endişe ettiklerinden dolayı Hevâzin kabilesi Sakîf kabilesiyle birleşerek Müslümanlarla savaşmak için yirmi bin kişilik bir ordu ile hazırlıklara başlamışlardır.
Savaşın Hazırlıkları
Hevâzin kabilesi, Sakîf kabilesiyle birleşerek Müslümanlarla savaşmak için hazırlıklar içerisine girdiğine dair bilgiyi Abdullah b. Ebî Hadred Eslemî adındaki istihbaratçı doğrulayınca Müslümanlar hızlıca savaş hazırlıklarına başlamışlardı.
Mekke’nin fethinden on yedi gün sonra on iki bin kişilik bir orduyla Müslümanlar Mekke’den yola çıkmışlardı. Bu askerlerin bir kısmı fetihle beraber yeni Müslüman olmuş kişilerken bir kısmı da aralarında yıllardır süren husumet sebebiyle Hevâzinlilere düşmanlık besleyen Araplardı.
Hevâzin kabilesinin komutanı genç ve tecrübesiz bir kimse olan Mâlik b. Avf idi. Ordusunda bulunan askerlerin savaştan geri dönmemesi için geride bıraktıkları kadın, çocuk ve hayvanları da bütün itirazlara rağmen savaş meydanına getirmişti.
Müslümanlardan önce savaş meydanında mevzilenen düşman ordusu, kurmuş oldukları pusularla Müslümanları ok yağmuruna tutmuşlardı. Düşman ordusu savaşın ilk aşamasında Müslümanları bozguna uğratmış ve korku ve ümitsizlikle geri çekilmeye başlamışlardı. Hz. Peygamber geri çekilmekte olanlar şöyle sesleniyordu: “Ey insanlar, nereye gidiyorsunuz? Bana geliniz! Ben Allah’ın elçisiyim. Ben Abdullah’ın oğlu Muhammed’im!”
Fakat söylediklerini kimseler duymuyordu. Hz. Abbas gür sesiyle Hz. Peygamber ile beraber seslenmiş ve Müslümanları tekrar saldırmak için toparlamışlardı.
Sayıları azalmasına rağmen güçlerini toplayan Müslümanlar hücuma geçmeleriyle birlikte düşman kuvvetleri beraberlerinde getirdikleri ve kadınları bırakarak kaçmaya başlamışlardı. Kaçanların bir kısmı Tâif’e bir kısmı ise Evtâs’a sığınmışlardı. Bu savaşın sonunda Müslümanlardan dört kişi şehit olmuş, müşriklerden ise bir rivayete göre yetmiş358 başka bir rivayete göre ise de üç yüz kişi öldürülmüştür.
Kur’ân’da ismi geçen gazvelerden biri olan Huneyn Sazvesi âyette şöyle geçmektedir: “Andolsun, Allah birçok yerde ve Huneyn Savaşı gününde size yardım etmiştir. Hani, çokluğunuz size kendinizi beğendirmiş, fakat (bu çokluk) size hiçbir yarar sağlamamış, yeryüzü bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti. Nihayet gerisin geriye dönüp kaçmıştınız.” Savaşa gidiş süreçlerinde çokluklarıyla övünen askerler bu âyette eleştirilmiş ve bulundukları hal ifade edilmişti.
Ele geçirilen ganimet ve esirler Hz. Peygamber’in emriyle Ci‘râne’ye getirdi. Esir sayısı altı bin, deve sayısı yirmi dört bin, keçilerin sayısı kırk bin idi. Ganimet beş parçaya bölündü. Dört kısmı askerlere dağıtıldı. Ganimet taksim edildiğinde bir kişiye dört deve ve kırk koyun düşmekteydi.