Vâkıdî’nin bize naklettiği rivayete göre Hudeybiye Antlaşması’na hanımlardan Ümmü Seleme, Ümmü Umâre, Ümmü Menî ve Ümmü Âmir el Eşheliyye olmak üzere dört kadın katılmıştır. Oysaki diğer kaynaklar incelendiğinde Rübeyyi bint Muavviz’ın, Ümmü’lMünzir bint Kays’ın, Ümmü Hişâm’ın, Ümmü Kürz’ün ve Furey’a bint Malik’in de Hudeybiye’ye katılan hanım sahâbîler arasında zikredildiğini görmekteyiz.
Hudeybiye Antlaşması’na katılan hanımlardan biri olan Ümmü Umâre Uhud Savaşı’nda gösterdiği cesaret benzer bir cesaretle yanına yaklaşanı öldürmek için gölgeliğin altına koyduğu bir direği ve beline bağladığı bir bıçağı ile Medine’den yola çıkmıştı. Levent Öztürk kitabında Müslümanların Hudeybiye de savaş hazırlığı yapılmamasına rağmen, hanımların herhangi bir hastalık durumunda müdahale edilebilmeleri için götürüldüğünü söylemiştir. Hz. Peygamber’in, Hz. Osman’nın öldürüldüğüyle ilgili haberin gelmesiyle Ümmü Umâre’nin çadırına geldiğini ve savaşın çıkma ihtimaline karşı hasta bakımıyla ilgilenen yaralıları tedavi eden bir kadının sorumlulukları vurgularcasına onun çadırın önünde Müslümanlardan biat aldığını söylemiştir. Yine Hudeybiye’nin sonunda Ümmü Umâre herkes gibi saçını makasla kısalttığını ve Hz. Peygamber’in saçını tıraş ettikten sonra herkes gibi onun saçını almaya çalıştığını nakletmiştir.
Hz. Peygamber’in eşi Ümmü Seleme, Hudeybiye’ye katılmış, aklı ve isabetli kararlarıyla Hz. Peygambere destek olmuştur. Hudeybiye dönüşünde Müslümanlar ihramdan çıkmadan önce Hz. Peygamber onlara üç kez kurbanlarını kesmelerini ve saçlarını tıraş etmeleri gerektiği söylemiş, fakat Müslümanlar bunu uygulamada duyarsız kalmışlardı. Bu duruma üzülen Hz. Peygamber çadırında bulunan eşi Ümmü Seleme’ye durumu anlatınca: “Ey Allah’ın Resûlü! Bunu istiyor musun? Çık, onlardan hiç kimseye tek kelime dahi söylemeden kurbanını kes ve berberini çağırarak tıraş ol.” demiştir.
Uhud ve diğer savaşlarda sağlık hizmetlerini yürüten Ümmü Seleme insanları tanıma bakımından da başarılı bir hanım olacak ki Hz. Peygamber’e tavsiyeleri de isabetli olmuştur. Müslümanlar Hz. Peygamber’in yaptıklarını görünce yerlerinden kalktılar ve kurbanlarını kesip tıraş olup ihramdan çıktılar. Ümmü Seleme kendisinin de saçından keserek ihramdan çıktığını rivayet etmiştir.
Rubeyyi bint Mu’avviz ağaç altında biat eden yani Rıdvân Biatı’na katılan hanımlardandır. Bu biat Hudeybiye Antlaşması’nın yapıldığı yerde gerçekleştiği göz önüne alındığında Rubeyyi’nin de Hudeybiye bulunan kadınlar arasında olduğunu söyleyebiliriz. Hakkında başka bir bilgimiz olmamasına rağmen Hz. Peygamber’e Bahreyn bölgesinden gönderilen hediyelerden Rubeyyi’ye iki avuç dolusu vermesi onun savaşlara katılması ve aktif rol oynaması şeklinde açıklanmıştır.
Ümmü’lMünzir bint Kays olarak isimlendirilen Selmâ ve Ebu Saîd elHudrî’nin kız kardeşi olan Furey’a bint Malik281 de Rıdvân Biatı’na katılan hanımlardandır. Ümmü Kürz’ün ise kendi naklettiği bir rivayette: Hz. Peygamber Hudeybiye’de kurban kestiği zaman yanına gittim ve kurban eti istedim. Ondan işittim şöyle diyordu: “Erkek çocuk için yaşları eşit olan iki koyun, kız için ise bir koyun kesilir.” Hudeybiye’de Hz. Peygamber kurban kestiğinde yanına gittiğinden ve ondan kurban eti istediğinden söz eden Ümmü Kürz’ün de bu antlaşmada orada yer alan hanımlar arasında olduğu göstermektedir.
Rıza Savaş, Ümmü Atiyye’nin de Rıdvân Biatı’na katılan hanımlardan olduğunu belirtmektedir.
Hudeybiye’ye katılan hanımların nitelikleri ve diğer savaşlarda aldıkları görevler göz önüne alındığında onların sadece Mekke’yi görüp umre yapmak isteyen hanımlar olmadıklarını anlıyoruz. Her birinin sağlık alanında bilgi sahip olması ve savaş konusunda tecrübe sahibi olmaları bilinçli olarak yanlarında götürüldüklerini göstermektedir.