Herhangi bir beldedeki müslümanlar hilali gördükleri zaman diğer beldelerdeki müslümanların üzerine de oruç tutmaları farz olur mu?

Hilalin doğuş yerlerinin farklı olabileceğinde ve hilalin görülmesinde beldeler arasında farklılık olabileceğinde şüphemiz yoktur. Bu ihtilaf sebebiyle aralarında hissedilir bir farklılık olduğu zaman her belde için kendi ru’yetinin geçerli olduğu alimlerin pek çoğu tarafından tercih edilmiştir.

Delilleri şudur: İbnu Abbas’ın azatlısı Kureyb Şam’da iken Ramazan hilalini görmüştü. Şamlılarla birlikte cuma gecesi oruca kalktılar. Halbuki Medinelilere ancak cumartesi gecesi hilal görüldü. Kureyb, İbnu Abbas’a Muaviye’nin ve Şam halkının cuma gecesi oruca başladıklarını bildirdi. İbnu Abbas dedi ki: Fakat biz cumartesi gecesi oruç tuttuk. Biz daima hilali gördüğümüz zaman oruca başlarız veya ayı otuz güne tamamlarız. Peygamber bize böyle emretti.

Şeyhulislam İbnu Teymiyye, hilali gören beldelerin halkına ve onların önündeki beldelerin halklarına oruç tutmalarının farz olduğu görüşünü tercih etmiştir. Bir beldede hilal görüldüğü zaman ondan sonraki beldelerde de hilalin mutlaka görüleceği kesindir. Çünkü hilalin batışı güneşin batışından sonradır. Hilalin batışı geciktikçe güneşten sonraya kalma süresi, parlaklığı ve görünürlülüğü daha da artacaktır. Mesela Bahreyn’de hilal görüldüğü zaman Necid, Hicaz, Mısır ve Mağrib gibi ondan sonraki (yani batıdaki) ülkelerin de oruç tutmaları vacip olur. Hindistan, Sind ve Maveraünnehir gibi Bahreyn’den önceki (yani doğudaki) ülkelerin ise oruç tutmaları vacip olmaz.