Havz ne demek? Havz anlamı nedir?

Sıvı maddelerin toplandığı yer, büyük su birikintisi, göl.

Bir gün Mevlânâ Celâleddîn Rûmî havz kenarındaydı. Yanında kitaplar vardı. Şems-i Tebrîzî gelip kitapları sordu. “Sen bunları anlamazsın.” dedi. Ş ems-i Tebrîzî kitapları suya attı. Mevlânâ, âh babamın bulunmaz yazı ları gitti, diyerek çok üzüldü.Şems-i Tebrîzî elini uzatıp herbirini aldı . Hiçbiri ı slanmamış görüldü.Mevlânâ; “Bu nasıl iştir?” dedi.Şems-i Tebrîzî; “Bu zevk ve hâldir. Sen anlamazsın.” buyurdu. (Molla Câmî, Ahmed Eflâkî)

Havz-ı Kebîr:

Eni ve boyu yaklaşık beşer metre (onar zrâ’) olup, alanı yirmi beş metrekare olan havuz.

Derinliğin az veya çok olmasının bir te’siri yoktur.

Havz-ı Kevser:

Kıyâmet günü mahşerde veyâ Cennet’te Peygamber efendimize tahsîs edilmiş olan ve bir kere içenin bir daha susamayacağı havuz. (Bkz. Kevser Havuzu)

Havz-ı Sagîr:

Alanı yirmi beş metrekareden küçük havuz.

Havz-ı Sagîre, necâset (pislik) düşse ve suyun, üç sıfatı değişmese de, necs (pis) olur. İnsan içemez ve temizlikte kullanılmaz. Üç s ıfatı değişirse, idrâr gibi olup, hiçbir şeyde kullanılamaz. Suyun üç sıfatı: Rengi, kokusu ve tadıdır. (İbn-i Âbidîn)

İçine devamlı su akan ve devamlı taşan veya içinden devâmlı su al ıp, iki alış arası su hareketsiz kalacak kadar uzamayan havz-ı sagîr ve hamam kurnası, akar su demektir. (İbn-i Âbidîn)