Bilimsel teorilerin Kur’an’daki her konuyu ispatlaması gerekli midir? Bilim geliştikçe ispat artacak mıdır?

Bilimsel teorilerin Kur’anı Kerim’deki her konuyu ispatlayabilmesi mümkün değildir. Çünkü Kur’an’da zikredilen her konu bilimin konusu içerisinde yer almaz. Örneğin, melekler, cinler, cennet ve cehennem vb. konular bilimin ispatlayabileceği alanın dışında kalmaktadır. Bununla birlikte, Allah Teâlâ Kur’anı Kerim’de, göklerin ve yerin yaratılması, gökten su indirilmesi, insanın yaratılışı ve ceninin anne karnında geçirdiği merhaleler gibi bilimin alanına giren konulardan bahseder. Söz konusu ayetlerin anlaşılmasında elde edilen bilimsel bilgiler yardımcı olabilir, olmaktadır da.

Bilimsel konuların ilgi alanına giren hadiselerden bahsetmesi, Kur’an’ın Allah’ın sözü olduğu konusunda ikna edici bir rol üstlenmesi açısından da önemlidir. Ancak Kur’anı Kerim’in bir bilim kitabı değil, insanlar için hidayet kaynağı olduğu unutulmamalıdır. Kur’an, insanlara dünyaya gönderiliş amacını hatırlatmak ve bu amaca uygun bir hayat yaşaması için rehberlik etmek üzere gönderilmiştir. Söz konusu ayetlerdeki amaç da, insana Allah’ın yüceliği, verdiği nimetler, ölümden sonraki hayat vb. imanî hakikatleri düşündürmek ve farkındalık kazandırmaktır.

Bilimsel bilgi sürekli değişime ve gelişmeye açık bir yapıdayken, Kur’an vahiy kaynaklıdır ve değişime açık değildir. Bu nedenle Kur’an’ın ayetlerini bilimsel teorilerle anlamaya çalışmanın birtakım sıkıntıları vardır. Nitekim bir dönem kabul edilen bir bilimsel teoriyle açıklanan bir ayet aynı teorinin aksi ispatlandığında nasıl izah edilecektir? Elbette bilim, Kur’an’ın anlaşılmasında bize yardımcı olabilir ancak her bilimsel gelişmeyle Kur’an’ın ilgili ayetlerini uzlaştırmaya çalışmak bilimsel bilgi sürekli gelişme ve değişme gösterdiğinden doğru bir usûl değildir. Ancak Kur’an’ın bilimsel bilginin konusu olabilecek hususlara temas eden ayetleri, insanların düşünmesi, araştırması ve ibret alması için çok önemli bir teşvik unsurudur. Rabbimiz Âli İmrân suresi 190-191. ayetlerde şöyle buyurur: “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün farklı oluşunda aklıselim sahipleri için elbette ibretler vardır. Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!” Kur’anı Kerim’de insanları düşünmeye ve araştırmaya sevk edecek pek çok ayet bulunmaktadır. Kur’an’ın içeriğini bilimsel bilgilere uyumlu hâle getirmeye uğraşmak yerine, Allah’ın düşünmemiz ve ibret almamız için dikkatimizi çektiği noktaları araştırmak, bilim insanlarının ufkunu açıp daha ileri düzey çalışmalar yapmalarını sağlayacaktır.