Bu konunun hem din hem de bilim açısından irdelenmesi gerekmektedir. Farklılık, “canlı” kavramı ile neyi kastettiğimizden kaynaklanmaktadır. Eğer “canlı” ile biyolojik varlık kastediliyorsa, bunun cevabı din adamları ile değil, bilim adamları ile ilgilidir. Nitekim uzay araştırmaları yapan bilim adamları dünya dışındaki gezegenlerde hayatın bulunup bulunmadığını araştırmaktadır. Araştırmalarının odak noktasını canlıdan ziyade canlıların yaşayabileceği ortamın olup olmaması teşkil etmektedir. Bu araştırmalar sonunda ortaya çıkacak bulgular herkes gibi bizim için de geçerlidir. Şayet canlı kavramı ile biyolojik canlı yerine melek, cin gibi ruhanî varlıklar kastedilirse, Kur’an’da ve hadislerde yer alan “arşı taşıyan melekler”, “el-meleü’l-a’lâ” (ulular topluluğu), “istirâk-ı sem‘” (kulak hırsızlığı yapan şeytanlar), “yer ve gökler ile bunların arasında bulunanlar” gibi ifadeler; ayrıca Allah Teâlâ’nın “âlemlerin rabbi” oluşu, bizi dünya merkezci olarak düşünmekten alıkoymaktadır. İçinde bulunduğumuz dünya bir âlemi temsil ediyorsa diğer âlemler hangileridir?