Dinde hüküm yetkisi yalnız Allah’ındır. Allah tarafından haram edilen şeylerin bilgisi ise Kur’ânı Kerîm ayetleri ile peygamberimize vahyedilmiş ve bizzat peygamberimizin tebliğ ve uygulamaları ile insanlığa bildirilmiştir. Bu yüzden pek çok yasa ve kuralda olduğu gibi Kur’ânı Kerîm ayetlerine de bakılarak nelerin helal olduğu değil nelerin haram olduğu aranır. Her ne kadar ayetler insanlara helal olan şeylerden de bahşetmişse de esas olan haramlardır ve haram kılınanların dışındaki şeyler doğrudan helal kılınmışlardır. Ayetlerde: “Allah’ın kendilerine verdiği rızıkları, Allah’a iftira ederek haramlaştıranlar gerçekten hüsrana uğramışlardır.” (6/140) ve
“De ki: “Allah’ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?” (7/32) buyrularak Allah’ın haram ettiği dışında haramlar uydurmanın Allah’a iftira etmek anlamına geldiği ifade edilmektedir. Yine ayetlerde dini konularda neyin haram neyin helal olduğunun belirlenmesi işinin insanlar tarafından yapılmasının söz konusu olmadığı şu şekilde ifade edilmektedir: “Yalan düzerek Allah’a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle ‘Şu helaldir, şu da haramdır!’ demeyin. Yalan düzerek Allah’a iftira edenler kurtulamazlar.” (16/116). Görüldüğü gibi Allah hiç kimseye kendisinin haram kılmadığı bir şeyi haram etme yetkisi vermemiş ve bunu yapanların da asla kurtulamayacaklarını bildirmiştir.
Ey iman sahipleri! Allah’ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.
Maide Suresi Ayet 87