Allah Teâlâ’nın yarattığı her şey bir hikmete dayanmaktadır. Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı varlıkların bir kısmı, O’nun hükmüne boyun eğmekten başka bir faaliyeti olmayan, akıl ve iradesi bulunmayan varlıklardır. Diğer kısmı ise imtihana tâbi tutulan insanlar ve cinlerdir. İmtihan, insanın akıl, kudret ve iradesinin iyilik ve kötülüğe açık olmasını gerektirir. İslâm’da melekler iyiliğin, şeytan ise kötülüğün temsilcisi ve davetçisidir. Bunlardan birinin olup diğerinin olmaması imtihan esprisiyle bağdaşmaz. Dolayısıyla şeytanın yapıp ettikleri de meleklerin fiilleri gibi imtihanın bir parçası ve anlamlı işlerdir. İnsana yaraşan, şeytanın varlığını sorgulama yerine, iradesini, aklı ve imanı istikametinde kullanarak şeytana değil, meleğe kulak vermesidir.