Yüce Allah’ın verdiği sayısız nimetlerine hamd etmek ve her bir nimetin şükür borcunu kendi cinsinden ödemek gerekir. Aksırmak da sağlığımız için büyük önem arz ettiğinden, şükür gerektiren bir nimettir. Bu nimetin sözlü olarak şükrü, “elhamdülillâh (her türlü övgü Allah’a mahsustur)” diyerek Allah’a hamd etmektir. Bu sözü işitenlerin, “yerhamükellah (Allah, sana merhamet etsin)” deyip, Allah’a hamd eden kişi için dua etmesi de mü’min kardeşliğinin bir gereğidir.
Esnemek ise hoş karşılanmamış; (sonuçları itibariyle) esnemenin şeytandan olduğu ifade edilmiş, esneyen kişinin en azından eliyle ağzını tutması tavsiye edilmiştir.
Sahabeden Ebû Hüreyre (r.a.) diyor ki; Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Şüphesiz Allah aksıranı sever, fakat esneyeni sevmez. Sizden biriniz aksırır ve Allah Teâlâ’ya ‘elhamdülillâh (her türlü övgü Allah’a özgüdür)’ diyerek hamd ederse; onun hamdini işiten her müslümanın, ‘yerhamü-kellah (Allah, sana merhamet etsin)’ demesi, üzerine bir vecîbedir. Esnemeye gelince, o şeytandandır. Sizden birinizin esnemesi geldiği zaman, onu gücü yettiği kadar engellemeye çalışsın.” (Buhârî, Edeb, 125, 128; Bed’ü’l–Halk, 11)
Diğer bir hadislerinde de Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz esnediği zaman eliyle ağzını tutsun. Çünkü şeytan onun ağzına girer.” (Müslim, Zühd, 57-58; Ayrıca bk. Ebû Dâvud, Edeb, 89)
* Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz aksırdığı zaman; ‘elhamdülillah ‘alâ külli hâl (her hâl için elhamdülillah) desin. Kardeşi veya arkadaşı da ona, ‘yerhamükellah (Allah, sana rahmet / merhamet etsin) desin. Aksıran da (tekrar); ‘yehdîkümüllahü ve yuslihu bâleküm (Allah, size de hidayet versin ve işinizi düzeltsin / kalbinizi ıslah etsin) desin.” (Buhârî, Edeb, 126; Ebû Dâvud, Edeb, 91; Ayrıca bk. Tirmizî, Edeb, 3; İbn Mâce, Edeb, 20)