Oruçlu kendi sıcak beldesinden serin bir beldeye veya gündüzlerinin kısa olduğu bir beldeye yolculuk yaptığı zaman hüküm ne olur?

Bunu yapmaya gücü yettiği zaman yapmasında bir sakınca yoktur. Çünkü bu, ibadetin üzerindeki yükünü hafifleten şeylerdendir. İbadetin yükünü hafifleten şeyleri yapmak arzu edilen bir şeydir.

Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem oruçlu iken susuzluktan veya hararetten dolayı başına su dökerdi.

İbn Ömer Radıyallahu anh oruçlu iken elbisesini ıslatırdı.

Enes İbn Malik’ten Sallallahu aleyhi vesellem nakledildiğine göre onun evinde bir su havuzu varmış, oruçlu iken bu havuza inermiş.

Bütün bunlar ibadetin yükünü hafifletmek içindir. İbadet kişiye hafiflediği zaman onu daha canlı/daha zinde yapar, huzur içinde ve rahat bir şekilde yapar.

Bu sebeple Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem bir kimsenin idrarına sıkışık iken namaz kılmasını yasaklamıştır. O şöyle buyurmuştur: “Yemek hazır vaziyette iken ve abdestine daralmışken namaz kılınmaz.”

Bütün bunlar, insanın Rabbine karşı daha rahat ve huzurlu bir şekilde ibadetini eda etmesi içindir.

Buna göre oruçlu nun klima civarında, serin bir odada ve benzeri bir yerde kalmasında bir mani yoktur.