Kur’an’da Yahudilerin kendi kitaplarını değiştirmeleri, hükümlerini uygulamamaları sıklıkla ele alınır. Yahudiler Tevrat’ta olan bazı hükümleri uygulamaz bazı hükümleri ise uygularlardı. Bu hususu bize aktaran Kur’an, onların bu tutumunu şöyle eleştiriyor: “Yoksa siz kitabın (Tevrat’ın) bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”
Sadece bu ayet dahi sorumuza yeterli cevap olabilir. Zira iman parçalanmaz bir bütündür. Yani iman edilecek hususların tamamına iman edilmelidir. Tek bir hususu reddetmek kişiyi iman dairesinin dışına çıkarır. Kişinin Kur’an’da bulunan bazı hükümleri, geçmişte kaldığını söyleyerek hafife alması, günümüzde uygulanabilirliğinin imkânsız olduğunu söylemesi ve bunları terk etmesi ayette eleştirilen tutumla birebir örtüşmektedir. Dolayısıyla iman edilmesi zorunlu olan bir hususun ufak bir parçasının inkârı dahi o hususta imanın gerçekleşmediğini gösterir.
Kitaba iman, ona tutunmak onun rehberliğinde hayat yolculuğuna devam etmek onun hükümlerini eksiksiz uygulamakla ve eksiksiz yerine getirmekle mümkün olmaktadır. Peygamberimiz “Kur’an’ın haramlarını helal sayan, ona iman etmemiştir.”10 buyurarak bu gerçeği ifade etmiştir.