Peygamberler, insan olmaları sebebiyle, her şeyi bilmez, bilemezler. Allah’ın kendileriyle vahiy yoluyla iletişime geçmesi, peygamberleri, diğer insanların bilmedikleri konulara hâkim kılar. Ancak peygamberler vahiy alıyor olsa bile, özde her birisi insandır. Ve insan, yalnızca Allah’ın izin verdiği alanları bilgisi ile kuşatabilir. Dolayısıyla Rabbimizin bildirmediği hiçbir konuyu peygamberler de dâhil kimse bilemez. Fakat peygamberlerin her şeyi bilmiyor olması onlar için bir kusur, eksiklik değildir. Bu hususta Rabbimiz, Kur’an’da Peygamberimize hitaben şöyle buyurur: “De ki: “Ben size, ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size ‘Ben bir meleğim.’ de demiyorum. Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum.”
Gayb beş duyu ile kavrayamadığımız alan olarak tanımlanabilir. Allah’ın mahiyeti, ruhun ne olduğu, kıyamet ve ahiretle ilgili olaylar, biz insanlar için en temel gaybi konulardır. Gaybi konulara dair tek bilgi kaynağımız sadık (doğru) haberlerdir. Bu haberleri de bize, Rabbimizin aktardığı kadarıyla peygamberler ulaştırmaktadır.