Dünya hayatı, insanların davranışlarının sınanacağı, iyi ve kötü her amelinin ahirette değerlendirilmeye tabi tutulacağı bir imtihan yeridir. Allah kainatı yaratmış ve imtihanımızı kolaylaştıracak her türlü nimeti emrimize sunmuştur. Buna karşılık bizden kulluk vazifesini en güzel şekilde yerine getirmemizi, yeryüzünü imar etmemizi, her türlü zulüm, bozgunculuk ve kötü davranıştan da uzak durmamızı istemiştir.
Bu dünyaya imtihan için geldiğini bilen her kişi, imtihana tabi olmanın birtakım kuralları olduğunu bilir. Akli melekelere ve özgür iradeye sahip olmak imtihana tabi tutulacak kişilerin en temel hakkıdır. Eğer Allah bize irademizi kullanma yeteneği vermeseydi o zaman iyi ya da kötü her davranışımızın tek sorumlusunun yaratıcı olduğunu çok rahat söylerdik. Fakat elinden seçme yeteneği alınmamış her kişi çok iyi bilir ki dünyada var olan zulüm, haksızlık ve kötülükler insanların bizzat kendi elleri ile yapıp ettiklerinden kaynaklanmaktadır. Sınav anında hiçbir öğretmen öğrencisinin cevaplarına müdahale etmez. Eğer Allah, kötülerin yaptıkları zulüm ve haksızlıkları engelleseydi insanların iradesi ortadan kalkar ve dünya imtihan yeri olma özelliğini kaybederdi. Bu durumda herkes iman eder, cennet ve cehennemin anlamı da kalmazdı.
Soruyu tersten düşünüp Allah’ın her türlü zulmü, haksızlık ve kötülüğü engellediğini varsaydığımızda, herkes zorunlu olarak iyi olur. Bu durumda iyiliğe programlanmış bir insanın akıl ve iradesi olmayacağı gibi iyilik ve kötülük gibi seçeneklerin yaratılmasına da gerek kalmaz. Oysaki Allah her şeyi zıddı ile yaratmıştır. Zıt olan her durum iyiliğin kıymetini bilmemizi ve ona yönelmemizi sağlar. Kötünün olduğu yerde iyinin, çirkinin olduğu yerde güzelin, cehennemin olduğu yerde cennetin değeri anlaşılır. Ayrıca dünyadaki zulüm, haksızlık ve kötülükleri ahiretten bağımsız düşünmek zihinsel açıdan bizi tatmin edemez. Her şeyi gören Allah’ın, zalimin zulmünden ve mazlumun acısından elbette ki haberi vardır. “Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” ayeti bu dünyada imtihana tabi tutulan insanların davranışlarının gerçek karşılığını alacakları bir günün mutlaka geleceğini açıkça ifade eder.
Allah’ın merhameti ile kötülüklerin varlığını nasıl açıklayabiliriz kısmına gelince öncelikle şunu bilmeliyiz ki Allah merhamet etmeyi kendine ilke edinmiştir:60 “Allah varlığı yaratmaya hükmettiğinde, kendi katında bir ilke koydu ve dedi ki: Şüphe yok ki rahmetim gazabımı geçmiştir.”61 Allah’ın rahmetinin gazabını geçmesi yarattığı, her şeyde rahmetin esas olduğunu gösterir. Bu durumda bizim şer gibi gördüğümüz olayların arka planında görebildiğimiz ve göremediğimiz faydalar vardır. Allah’ın merhameti bazen lütfu ile gelebileceği gibi bazen de şer gibi görünen olaylarla gelebilir. Olumsuz gibi görünen olaylarda Allah’ın merhametini anlayabilmek arka plandaki hikmeti görebilmekten geçer.