Mevlid nedir? Mevlid günü nedir? Mevlidin dini hükmü nedir? İslam’da mevlid kandili nedir?

Mevlid, “doğum vakti” demektir. “Milad” da böyledir. Mevlid, Peygamberimizin doğum zamanına, Milad da Hz. İsa’nın doğum tarihine özgü birer örf olarak kullanılmışlardır.

Peygamberimiz, Miladi 571 yılı Nisan ayının 20’nci gününe rastlayan Rebiulevvel ayının 12’nci gecesi sabaha karşı Mekkei Mükerreme’de Daru’tTebâbia denilen evde doğmuştur.

Peygamberimizin babası Abdulmuttalib’in oğlu Abdullah, annesi ise Vehb’in kızı Âmine’dir.

Peygamberimizi önce annesi emzirdi. Daha sonra Ebû Leheb’in azadlı kölesi Süveybe tarafından emzirildi. Fakat asıl sütannesi Halime’dir.

Peygamberimizin adı Muhammed’dir. Bu adı kendisine dedesi Abdulmuttalib vermiştir.

Onun en meşhur adları Muhammed ile Ahmed’dir. Bu adlar Kur’anı Kerim’de de geçmektedir. Muhammed adı Fetih suresinde geçmekte, Ahmed adı da Saf suresinin 6’ncı ayetinde şöyle haber verilmektedir:

“Hani, Meryem oğlu İsa, ‘Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim’ demişti. Fakat (İsa) onlara apaçık mucizeleri getirince, ‘Bu, apaçık bir sihirdir’ dediler.”

Peygamberimiz doğmadan önce Hz. İsa’nın tebliğ ettiği din bozulmuştu. Hıristiyanlar Tevhid’den Teslis’e (üçleme, yani üç ayrı kişinin, tek Tanrıda birleşmesi) dönmüşlerdi. Araplar ise taştan, ağaçtan yaptıkları putlara tapıyorlardı. Kâbe’nin içi dışı putlarla dolmuştu.

İnsanlar her türlü değer ölçülerini yitirmiş, yollarını şaşırmışlardı. Küfür ve haksızlık gönülleri karartmış, Allah’a giden yoldan uzaklaştırmıştı. Sosyal hayat bozulmuş, ahlak tamamen kokuşmuştu. Kadınlar esir muamelesi görüyor, bir eşya gibi alınıp satılıyor, kız çocukları acımasızca diri diri toprağa gömülüyordu.

İşte Peygamberimiz öyle bir zamanda dünyaya gelmişti.

Bu gecenin sabahı gerçekten feyizli bir sabahtı. İnsanlık için yepyeni bir gün doğmuş, aydınlık bir devir açılmıştı. Bir fazilet güneşi ve hidayet meşalesi olan Peygamberimizin doğumu, Allah’ın bütün insanlara en büyük nimetlerinden birisidir.

Bu hususta Kur’anı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

İçlerinden, kendilerine, Allah’ın ayetlerini okuyan, kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur.”

Bunun içindir ki Müslümanlar bu kutlu geceye büyük ilgi gösterir. Onu ibadetlerle ihya etmeye çalışır, yoksulları ve kimsesiz çocukları sevindirirler.