Namuslu birine iftira etmenin günahı nedir? İffetli birine iftira atmanın günahı nedir? İslam’da namus iftirasının cezası ve hükmü nedir?

Toplumu rahatsız eden hastalıkların en çirkin olanlarından birisi de iftiradır. İftira, bir kimsenin yapmadığı bir şeyi yaptı demek, söylemediği bir sözü söyledi diyerek ona isnat etmektir.

Dinimiz insanın şerefine ve iffetine büyük önem vermiş, toplum içinde saygınlığının korunmasını emretmiştir. Bunun içindir ki ona iftirada bulunmayı büyük günah saymıştır. Esasen dinimiz kesin bilgimizin olmadığı konular hakkında dikkatli olmamızı öğütlemiştir.

“Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi yaptığından sorumludur.”

İnsan, her duyduğu söze, hakkında araştırma yapmadan inanmamalı ve onu yaymamalıdır. Sonunda duyduğu o sözün yalan olduğu, gerçekle ilgisi bulunmadığı anlaşılırsa bundan üzülür. Nitekim Cenabı Hak bizi uyararak şöyle buyuruyor:

“Ey müminler, eğer fasık (günahkâr)ın biri size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur:

“Her işittiğini söylemek, insana yalan olarak yeter.”

İftiranın çeşitleri vardır; en kötüsü ve en çirkini iffetle, ırz ve namusla ilgili olanıdır.

İffetli bir kadına iftira etmek onun şerefini altüst eder, yuvasını yıkar ve ailesini perişan hâle getirir. Günahsız yere ölünceye kadar üzüntü çekmesine sebep olur. Bunun içindir ki Peygamberimiz, iffetli kadınlara iftira etmeyi, insanı helak edici günahlardan saymış, şöyle buyurmuştur:

İnsanı mahveden yedi şeyden kaçının.

Ey Allah’ın Resulü, bu yedi şey nedir, diye sorduklarında, Peygamberimiz;

Allah’a ortak koşmak; sihir (efsun) yapmak; Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı bir kimseyi haksız yere öldürmek; faiz yemek; yetim malı yemek; düşmana hücum anında savaştan kaçmak; namuslu, kendi hâlinde mümin kadınlara zina iftirası yapmaktır.

İftiraya uğrayan kimse çoğu zaman kendisini savunamaz ve üzerine atılan pisliği temizleyemez. Bu durumda olan kimsenin Allah’a sığınmaktan başka çaresi kalmaz. Bu çaresizlik içerisinde Allah’a yönelen ve O’na yalvaran kimsenin duasını Allah Teala’nın kabul edeceği Peygamberimiz tarafından bildirilmiştir.

Bir gün Allah’ın huzurunda yaptıklarının hesabını bizzat Allah’a vereceğine inanan kimse hiçbir zaman başkasına iftira etmez, kesin bilmediği bir şeyi konuşmaz.