Sefer için yolculuğa çıkan kişi, bütün tedbirleri aldıktan sonra, Yüce Allah’a yönelmeli ve hayırlı bir yolculuk yapabilmesi için O’ndan yardım talebinde bulunmalıdır. Çünkü bir kulun en büyük güvencesi ve yegâne dayanağı Yüce Allah’tır. Bu anlayış ve davranışla yola çıkan kişi, kendini güvencede hissederek huzurlu ve mutlu bir şekilde yolculuğunu sürdürecek ve inşallâh kazasız, belasız, sağsalim olarak yolculuğunu tamamlayıp evine dönecektir.
Aşağıdaki ayet ve hadisler yolculuğa çıkan bir mü’minin; gerek yolculuk esnasında, gerekse yolculuktan dönerken ne şekilde dua edebileceğini ve Allah’tan nasıl yardım talebinde bulunabileceğini bizlere öğretmektedir:
Yolculuğa Çıkarken Okunabilecek Dua
Sahabeden Abdullah İbn Sercis (r.a)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.s.) yolculuğa çıkarken şu duayı okurdu.
Okunuşu: “Allâhümme innî e’ûzü bike min va’sâi’sseferi ve keâbeti’lmünkalebi ve’lhavri ba’de’lkevri ve da’veti’lmazlûmi ve sûi’lmenzari fi’lehli ve’lmâli.”
Anlamı: “Allah’ım! Yolculuğun güçlüklerinden, üzücü manzaralarla karşılaşmaktan, iyiyken kötü olmaktan, mazlumun bedduasından ve dönüşte mal ve çoluk çocuğu kötü hâllerde bulmaktan sana sığınırım.”
Bineğe / Vasıtaya – Araba ve Uçağa Binerken Okunabilecek Dua
İmam Mâlik diyor ki; bana ulaştığına göre, Hz. Peygamber (s.a.s.) sefere çıkmak için bineğine binip, ayağını bineğinin özengisine koyduğu zaman şu duayı okurdu
Okunuşu: “Bismillâhi Allâhümme ente’ssâhibü fi’sseferi ve’lhalîfetü fi’lehli. Allâhümme ezvi lene’larda ve hevvin ‘aleyne’ssefera.”
Anlamı: “Allah’ım! Seferde yardımcım, geride bıraktığım ailem ve çoluk çocuğumun vekili ve koruyucusu sensin.
Allah’ım! Bize yeri dür, yolculuğumuzu kolay kıl.” (Malik, İsti’zân, 13)
Sahabeden Abdullah İbn Ömer (r.a) diyor ki; Resûlullah (s.a.s.) yolculuğa çıkarken bineğinin üzerine binip iyice yerleşince üç kere tekbir getirir (Allahu Ekber / Allah en büyüktür, der) sonra da şöyle dua ederdi:
Okunuşu: “Sübhânellezî sehhare lenâ hâzâ ve mâ künnâ lehû mukrinîne ve innâ ilâ rabbinâ lemunkalibûn.
Allâhümme innâ nes’elüke fî seferinâ hâze’lbirra ve’ttakvâ ve mine’l‘ameli mâ terdâ.
Allâhümme hevvin ‘aleynâ seferenâ hâzâ, vatvi ‘annâ bu’dehû.
Allâhümme ente’ssâhibü fi’sseferi ve’lhalîfetü fi’lehli.
Allâhümme innî eûzü bike min va’sâi’sseferi ve keâbeti’lmenzari ve sûi’lmünkalebi fi’lmâli ve’lehli ve’lveled.”
Anlamı: “Bunu bizim hizmetimize veren Yüce Allah’ı tesbih ve takdis ederiz (Allah’ın şanı ne yücedir); yoksa biz buna güç yetiremezdik.
Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz.
Ey Allah’ım! Biz, bu yolculuğumuzda senden iyilik ve takvâ, bir de hoşnut olacağın ameller işlemeyi nasip etmeni dileriz.
Ey Allah’ım! Bu yolculuğumuzu kolay kıl ve uzağını yakın et!
Ey Allah’ım! Seferde yardımcı(mız), geride (bıraktığımız) çoluk çocuğu(muzu) koruyucu sensin.
Ey Allah’ım! Yolculuğun zorluklarından, üzücü şeylerle karşılaşmaktan ve dönüşte malımızda, çoluk çocuğumuzda kötü hâller görmekten sana sığınırım.” (Müslim, Hac, 425
Yolculuktan Dönünce Yapılabilecek Dualar
Sahabeden Abdullah İbn Ömer (r.a.) anlatıyor: Resûlullah (s.a.s.) seferden dönerken, uğradığı her tümsekte üç kere tekbir getirir, arkasından da şöyle derdi:
Okunuşu: “Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh, Lehü’lmülkü ve lehü’lhamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr. Âyibûne, tâibûne, âbidûne, sâcidûne lirabbinâ hâmidûne. Sadekallâhü va’dehû ve nasara abdehû ve hezeme’lahzâbe vahdehû.”
Anlamı: “Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O tektir, ortağı yoktur, mülk O’nundur, hamd O’nadır. O, her şeye kâdirdir. Yolculuktan dönüyor, tevbe ediyor, kulluk yapıyor, secde ediyor ve Rabbimize hamd ediyoruz. Allah va’dinde sâdık oldu, kuluna yardım etti. (Hendek Harbi’nde) müttefik orduları tek başına helâk etti.”