Amel defteri nedir? Amel defterine neler yazılıyor? Amel defteri nasıl okunacak? Amel defteri ne zaman kapanacak?

Amel defteri, insanların dünya hayatındaki amellerinin kayıtlı bulunduğu ve âhirette kendilerine verilecek olan defter (tutanak) veya hesaptan sonra sahibinin durumunu bildiren berat (belge) anlamına gelir. Kur’ân-ı Kerim’de suhuf, kitap ve biraz özel anlamda “siccîn” şeklinde zikredilir. Kur’ân-ı Kerim’de:

“Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız. ‘Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter.’ denilecektir.”

Mutaffifîn sûresinde ise:

“O günahkârların yazısı muhakkak siccîndedir. Siccînin ne olduğunu sen ne bileceksin! O yazılmış bir kitaptır.” buyurulmaktadır.

Kur’ân-ı Kerim’de insanların açık-gizli bütün söz ve işlerini Cenâb-ı Hakk’ın işittiği, Kirâmen Kâtibîn, rusül, mütelekkıyân, rakīb ve atîd şeklinde nitelendirilen görevli meleklerin bunları zapta geçtiği kaydedilir. Bu hususa yönelik beyanların biri şöyledir:

“Kişinin sağında ve solunda oturan ve her davranışını tespit eden iki melek vardır. İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında gözetleyen ve söylediklerini zapteden bir melek bulunmasın.”

Kur’an, amel defterinin âhirette insanın önüne konulacağı ve büyük küçük demeden yaptığı her şeyin kaydedildiğini gören insanın hayrette kalacağı şöyle bildirilmektedir: “Her insanın amel defterini boynuna astık. İnsan için kıyamet gününde açılmış olarak önüne konulacak bir kitap çıkarırız. Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.”

“Kitap ortaya konmuştur. Suçluların onda yazılı olanlardan korkmuş olduğunu görürsün. ‘Vah halimize!’ derler ‘Bu nasıl kitapmış!’ Küçük büyük hiçbir şeyi bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş. Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin rabbin hiç kimseye zulmetmez.”

Bir kısmının kitabının sağ tarafından, bir kısmınınkinin sol tarafından veya arkasından verileceği, kitabını sağdan alanların hesabının kolay, sol tarafından veya arkasından verilenlerin hesabının ise çetin olacağı bildirilmektedir.

Kitabı sağ tarafından verilen, “Alın, kitabımı okuyun. Doğrusu ben hesabımla karşılaşacağımı ve kolay bir hesapla hesaba çekileceğimi biliyordum.” der ve sevinçli olarak ailesine döner. Kitabı sol tarafından verilen ise “Keşke kitabım verilmeseydi, yok edilse de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim” der.

Kur’ân-ı Kerim, kıyamet günü kişilere verilecek ferdî amel defterlerinin yanı sıra ümmet yani her dinin bağlıları halinde de huzûr-ı ilahîye çağırılarak kendilerine defter verileceğini haber vermektedir.

“O gün her ümmeti diz çökmüş görürsün. Her ümmet kendi kitabına çağrılır, kendilerine, “Bugün yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız!” denilir. ‘Bu, hakkınızda gerçeği söyleyen bizim kitabımızdır, çünkü biz yaptıklarınızı kaydediyorduk.’ denilir.”

Bu duruma göre insanların ferdî sorumluluklarının yanında toplum halindeki sorumluluklarının da bulunduğu ve bunun için ayrı bir defter tutulduğu anlaşılmaktadır.