Kuran Tevrat’tan bahsediyor mu? Kuran ve tevrat ilişkisi nedir? İslam tevratı nasıl yorumluyor?

“Kanun, din ve şeriat” anlamına gelen Tevrat, Kur’ân-ı Kerim’de on sekiz defa zikredilen ve inanılması emredilen ilahî kitaplardan olup, yahudileri muhatap aldığı belirtilmiştir. Adı zikredilmemekle birlikte Mûsâ’ya “kitap” verildiği söylenmiş, ona verilen levhalarda da (tabletler) öğüt olarak her şeyin yazıldığı şöyle belirtilmiştir:

“Nasihat ve her şeyin açıklamasına dair ne varsa hepsini onun (Mûsâ) için yazdık.” Ayrıca rivayete göre Hz. Peygamber’in, karşılaştığı bir yahudi âlime, Allah’ın indirdiği Tevrat’taki öğütleri hatırlatınca durumu bunlara uymayan bu kişinin “Allah insana bir şey indirmedi.” demesi üzerine nâzil olan âyette de Hz. Mûsâ’ya ilahî kitap indirildiği şöyle belirtilmiştir:

“Onlar (yahudiler) Allah’ı gereği gibi tanımadılar. Çünkü ‘Allah hiçbir şey indirmedi.’ dediler. De ki: Mûsâ’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği kitabı kim indirdi? Siz onu kâğıtlara yazıp açıklıyorsunuz, çoğunu da gizliyorsunuz. Sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler size öğretilmiştir. De ki: (Onu) Allah (indirdi). Sonra onları bırak, daldıkları batakta oynasınlar.” Bu âyette nûr ve hidayet kaynağı olmakla vasıflanan kitabın Tevrat olduğu, bir başka âyette indirilen Tevrat’ta nur ve hidayet bulunduğunun belirtilmesinden de anlaşılmaktadır.

Hadislerde ise Tevrat’ın Hz. Mûsâ’ya verilmiş ilahî bir kitap olduğu ve ramazan ayından altı gün geçtikten sonra nâzil olmaya başladığı haber verilmiştir. Bu ismin İbrânîce “Torah” kelimesinden Arapça’ya Tevrat şeklinde geçtiği kabul edilir. Yahudi dinî kültüründe Tevrat, Eski Ahid (Tanah), Mişna ve Talmut gibi bütün kitaplar hakkında kullanılan geniş anlamlı bir isimdir. Ancak kutsal kitap olarak Tevrat, Eski Ahid’in ilk beş kitabını ve Hz. Mûsâ’ya verilen ilahî kitabı ifade eder. Muhtemelen Tevrat’ın içeriğine, Kur’an’da sözü edilen ve Tûr dağında Hz. Mûsâ’ya verilen tabletler (suhuf) de dâhildir.

Kur’an’da yer alan bilgilere göre Tevrat, insanları hidayete sevkeden ve hakkı bâtıldan ayıran bir nur, bir ışık, bir rahmet, bir öğüt ve her şeyi açıklayan bir kılavuzdur. Tevrat’ın İsrâiloğulları’na miras olarak bırakıldığını açıklayan Kur’an’da bu kitaptan nakledilen kısa bir muhteva dışında fazla bilgi verilmemiş, Tevrat’ta ümmî bir peygamberin geleceği yazılı olduğu halde yahudilerin bunu gizlemek, metnindeki kelimeleri kasıtlı bir şekilde yanlış yorumlamak yahut bazı kelimelerini değiştirmek suretiyle bu beyanı tahrif ettikleri bildirilmiştir.

Kur’an’ın bu beyanı bazı yahudilerce de kabul edilmektedir. Buna göre bugün yahudilerce muteber sayılan ve Ahd-i Atik’in ilk bölümünü teşkil eden Tevrat vahiy mahsulü olmadığı gibi beşerî bir kitap olarak bile değişikliğe mâruz kalmıştır. Uzun süre şifahî olarak nakledilmiş, bugün nispet edildiği şahıslar tarafından değil, başka kişilerce yazılmıştır. Günümüzde yahudilerce muteber sayılan en eski Tevrat metni, milâttan sonra 820-850 yıllarında yazılmıştır. Bu metni Ezra ortaya koymuştur. Müslüman yazarlar Tevrat’ın Hz. Mûsâ’ya bir defada levhalar halinde verildiğini kabul eder.

Ahd-i Atîk’te belirtildiğine göre Hz. Mûsâ’nın ahit sandığına koymak üzere Levioğulları’na mensup kohenlere teslim ettiği Tevrat kaybolmuş, Hz. Süleyman zamanında açılan sandıktan iki taş levhadan başka bir şey çıkmamıştır. Rabbânî kaynaklar da Tevrat’ın ilahî unsurlar ihtiva etmekle birlikte aslî yapısını koruyamadığını, devamlı değişikliğe uğradığını ve bugünkü Tevrat’ın zaman içinde tedrîcî olarak oluştuğunu kabul eder.

Batı’da XV. yüzyıldan itibaren Kitâb-ı Mukaddes’in metnine yönelik tenkit faaliyetleri başlamış, neticede Tevrat’ın dahi muayyen bir zamanda bir tek kişi tarafından değil, farklı dönemlerde çeşitli yazarlarca kaleme alındığı ve bir tür redaksiyona tâbi tutulduğu çeşitli yönlerden ispat edilmiştir.

Müslim’in Sahîh’inde yer alan bir rivayette Tevrat’ın, Hz. Âdem’in yaratılmasından kırk yıl önce yaratıldığı belirtilir. Bu bilgi yahudi kaynaklarında Tevrat’ın dünya yaratılmadan önce yaratıldığına ilişkin bilgiyle benzerlik arzetmektedir. Müslüman âlimler Tevrat’ın bir kitap halinde topluca indirildiğini kabul eder.

Yahudi kutsal kitabının birinci bölümünü teşkil eden bugünkü Tevrat; Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye bölümlerinden oluşur. Tekvin, kronolojik olarak yaratılıştan Hz. Yûsuf’un vefatına kadar geçen olayları, diğer bölümler ise Hz. Mûsâ’nın doğumundan ölümüne kadar vuku bulan hadiseleri, vahiy alışını ve çöldeki kırk yıllık hayatını, ayrıca ahlâkî kuralları ve bazı buyrukları anlatır. Tevrat’ın bölümleri arasında üslûp ve ifade birliği yoktur. Bugünkü Tevrat -boyutları bilinmese de- tahrif edilmiş olduğundan sadece Kur’an ve sahih hadislerce teyit edilen muhtevası doğru kabul edilebilir. Bazı müslüman âlimler, Tevrat’ın muhtevası incelendiği takdirde, ilahî kelâm niteliği taşımayan unsurlar içerdiğinin anlaşılabileceği görüşündedir.