Sözlükte “bakmak, görmek ve düşünmek” anlamlarına gelen nazar, terim olarak,, “Güzel bulunan bir şeyi bakışlarıyla maddî ve mânevî yönden etkileme.” demektir. Kur’ân-ı Kerim’de doğrudan nazardan bahseden bir âyet bulunmamaktadır. Kalem sûresinin 51. âyetinde geçen, “Az kalsın seni gözleriyle devireceklerdi.” ifadesi, bazı müfessirlerce nazar anlamına yorumlanmıştır. Hadislerde ise göz değmesinin hak olduğu bildirilmiştir.
Nazarın bilimsel açıdan bir gerçekliğinin bulunup bulunmadığı din bilginlerinin değil, başta nörolog ve psikolog gibi tabipler olmak üzere, ışık ve manyetizma gibi fizik konularında uzman bilim adamlarını ilgilendirmektedir. Nitekim bazı uzmanlar gözlerin yaydığı elektro manyetik ışıklarla ve gıpta, haset, özenti gibi duygu yoğunluğu taşıyan bakışlarla muhataplarını etkileyebileceklerini kabul etmektedirler.
Nazar boncuğu ise yoğun bakışları dağıtan, şayet bu bakışlar yoluyla bir etkileme söz konusu ise onun önüne geçen bir objedir. Bu düzeyde değerlendirildiği takdirde bir sakıncası söz konusu değildir. Ancak bu yöntemin birçok hurafe ve bâtıl inancın ortaya çıkması için müsait bir zemin hazırladığı da unutulmamalıdır.