Belkıs kimdir? Hükümdar Belkıs karakteri, kişiliği ve hayatı! İmparatoriçe Belkıs tarihi!

Kahtan Araplarından Sebe memleketinde hüküm sürmüş meşhur bir kadındır. el-Hüdhad isminde olan padişah sonunda tahta çıkmıştı ve kendisi güneşe ibadet ederdi. Hz. Süleymân peygamber kendisine mektup göndermiş; o da davetine uyarak Filistin vilayetine gelmiş ve iman ederek saadete ermişti. Kadın olduğu halde memleketini gayet güzel idare ettiği rivayet edilir. Arap Tarihçilerinin Tebâbea diye yazmakta oldukları devletin Yemen padişahları olup Arap eserlerinin Hattu’l-Mesned dedikleri yazıları bunlara dayandırılır. Yemen’de dilleri başka başka ve yazı ve harfleri bir olan iki türlü kavim bulunup bunların biri Sebe kavmi, ikincisi ise Main oğullarıydı. Sebe davletinin başkenti Merib şehri ve Main oğulları başkenti Karnav beldesiydi. Miladdan 600 yıl önce bu iki devlet dünyanın kuvvetli hükümetlerinden sayılıyordu. Lakin Mainoğulları miladdan sonra ikinci ve Sebe de üçüncü yüzyılda son buldular. Tercümesini yazmakta olduğumuz Belkıs Sebe kavmine hükmediyordu. Merib beldesi San’a’dan yüz yirmi kilometre doğu tarafındadır.

Bu iki kavmin yok olmasına sebep olan seddin yıkılmasıdır. Özellikle Sebe devletinin son bulmasında ikinci sebep olarak meşhur İrem seli vakası sebep olmuştur. Bunlardan sonra Yemen’de San’a’nın tahmini yüz kilometre kuzey doğusunda olan Necrân’da Himyer devleti zuhur etti. Bu devletin hükümdarlarından Zü Nüvâs isimli padişah kendi halkını Yahudiliğe çağırdı. Kabul etmeyenleri de çukurlara attırarak yaktırdı. Kur’ân-ı Şerîf’te zikredilen Ashâb-ı Uhdûd’dan muradın bu zat ve ashabı olduğu zannedilmektedir. Sonra bunların üstüne Habeşliler geldiler ve Yemen’i kontrol altına alıp Himyerîleri mağlup ettiler. Mekke-i Mükerreme’ye gelen Ebrehe el-Eşrem isimli başkomutan bu Habeşlilerden idi. Araplar arasında Fil Vakası diye meşhurdur. Himyer hükümdarları ailesine mensup olan Sey b. Zî Yezen isimli kimse Kisrâ Hüsrev Nüşirvan yardımıyla Farslı askerleri beraberinde götürmüş ve Habeş askerlerini de sonrasında Yemen’den kovmuştu. Azad’ın karısı olan Şehr b. Bazan bu fars askerlerindendi. Müsned yazısından  yazısı ve ondan Kûfî yazı en sonunda da şimdiki Arap yazısı ortaya çıkmıştır. Müsned şimdiki Arap yazısının atası olsa da tamamen unutulmuştur. Ancak bugün ulemâ arasında bu yazıya muhabbet duyan bazı oryantalistler okumaya uğraşmaktadırlar.

Samer Yayınları
Rızaeddin Fahreddin – Ahmet Acarlıoğlu