İslam’da borç nedir? Borçlanmanın hükmü nedir? Borçları kayıt altına almak nedir?

Ayetten de açık bir şekilde görüldüğü gibi belirli bir süre için verilen borçların yazılıp kayıt altına alınması emredilmektedir. İnsanlar arasındaki alışveriş ilişkilerinde çoğu zaman bu hassasiyetin gözetilmemesinden dolayı ciddi manada sıkıntı ve düşmanlıklar oluştuğu görülmektedir. Dostluktan kaynaklanan samimiyete güvenerek kayıt altına alınmayan ancak zamanla çeşitli sebeplerle unutulan ya da yanlış hatırlanan borçlar sebebiyle pek çok yakın dost ve arkadaş hatta kardeş birbirine düşmektedir.

Ayetin devamında konunun önemine binaen detaylı şekilde açıklama yapılmaya devam edilir. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıfçaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisinin adaletle yazdırması ve iki erkeğin buna tanıklık etmesi emredilir. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Tanıkların kendilerine ihtiyaç duyulduğunda çekimser davranmamaları ve küçük de büyük de olsa borcun anlaşılan süresine kadar yazmaktan üşenilmemesi emredilir. Bunun Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşülmemesi için daha elverişli bir yol olduğunu buyuran yüce Allah bununla birlikte kişiler arasında gerçekleşen tamamen peşin bir ticaret söz konusu olduğunda bunun yazılmamasında bir sakınca olmadığını bildirmiştir. Yine söz konusu ayetin devamında yapılan karşılıklı alışverişlerde de tanık bulundurulması, yazıcıya da tanığa da zarar verilmemesi emredilir. Görüldüğü gibi çoğunlukla ihmal edilen bir konunun ne denli hassas olduğu ayetler ile bildirilmekte ve bu yolla kişiler arasında anlaşmazlık ve düşmanlık oluşmasına engel olunmaktadır.

Kur’ânı Kerîm’deki yasaklar bölümünde de görüleceği gibi alışverişlerde faiz almak açık bir biçimde yasak edilmiştir. Bırakın borç verdiğiniz kişiden faiz almayı ayetlerde darlık içindeki borçlu kişiye zorluk çıkartılmaması ve imkân dâhilinde ödemeye gücü yetene kadar beklenilmesi ve hatta bu borcun borçluya sadaka olarak bağışlanması tavsiye edilir:

“Eğer borçlu zorluk içinde ise eli genişleyinceye kadar beklenir. Borcunu sadaka olarak ona bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.” (2/280). Yine zekât ve sadakaların kimlere verileceğini bildiren ayetlerde borçlular da zikredilmekte (9/60) ve borçları sebebiyle insanların ezilip horlanmalarının önüne geçilmektedir. Zor durumda olduğu için birilerinden borç alan nice insanın borçlarının, gözünü para bürümüş faizci insanlar tarafından katlanarak arttırıldığı ve insanların adeta sömürüldüğü pek çok olayı düşündüğümüzde Kur’ân’ın gerek beşeri gerekse sosyal hayatı düzenlemede ne denli hassas olduğunu görmekteyiz.

Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah’ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabbinden korksun da borcundan hiçbir şey eksiltmesin.

Bakara Suresi Ayet 282