Şeytanın inanan kullar üzerinde bir hâkimiyeti söz konusu değildir. Ayetlerde: “Onun gücü, sadece onu dost edinenlerle Allah’a ortak koşanlar üstündedir.” (16/100) diye buyrulmakta ve inanan kulların şeytandan da şeytana dost olanlardan da korkmaması gerektiği ifade edilmektedir. İnanan kullar yalnız Allah’tan korkarlar. Ancak bu korkunun altındaki en büyük pay Allah’ın rızasına aykırı hareket etmekten kaynaklanan sevgi ve hürmetle karışık korkudur. Şeytan da Allah’ın kudreti karşısında çaresiz olduğunun farkındadır. Ancak bununla birlikte kendini ispat etme derdi içinde insanları azdırıp hak yoldan saptırmak için türlü hile ve tuzaklar kurmak peşindedir. Allah’a gönülden bağlı ihlâs sahibi kulların şeytanın bu tuzaklarına karşı koruma altında olduğu şeytan tarafından itiraf edilmektedir: “Dedi: Rabbim. Beni azdırmana yeminederim ki, yeryüzünde onlar için mutlaka süslemeler yapacağım ve onların tümünü kesinlikle azdıracağım. İçlerinden riyaya sapmamış, ihlâs sahibi/samimi kulların müstesna.” (15/3940). Bu yüzden ihlâs sahibi kulların şeytandan korkacağı bir şey ya da başka bir ifadeyle kendi aleyhlerinde şeytanın elinde bir şey bulunmamaktadır. Bulunmadığı için de şeytan bu kullara yanaşmaya dahi cesaret edememektedir. Ama biraz dahi olsa açık bir kapı bulduğunda şeytan o kapıyı sonuna kadar zorlamaya ve belki bir daha kapattırmamak üzere türlü oyun ve hilelerle kişiyi saptırmaya çalışır. İhlâs sahibi kullar ise şeytanın içinde bulunduğu acizliğin farkında olarak yalnız Rablerine dayanıp güvenirler ve yalnız yüce Allah’tan korkup O’na sığınırlar.
İşte size şeytan. O yalnız kendi dostlarını korkutur. Eğer inananlarsanız onlardan korkmayın, benden korkun.
Ali İmran Suresi Ayet 175