Yapılan araştırmalar, intiharın depresyonla yakın ilişkisi olduğunu ortaya koymaktadır.6 Her depresyon durumunun intihara yol açtığını ileri sürmek biraz aşırı bir genelleme gibi görülebilse de, intihar vakalarının çoğunda depresif belirtilere rastlandığını söylemek mümkün görünmektedir.
Yukarıda da belirtildiği gibi depresyon insanda ümitsizlik ve çöküntüye yol açabildiğinden, çoğu kere intihara götürebilmekte ve intiharın en etkili sebeplerinden biri olmaktadır. Depresif duygular insanda hayata dair anlam ve gayenin kaybına yol açmaktadır. Çünkü bir bakıma depresyon, insan hayatının, kendi iç dünyasıyla, sosyal çevresiyle ve yaratıcısı ile uyumunun bozulmasıdır.
Daha sonraki başlıkta dile getirileceği üzere dinî inancımız, insanın iç dünyasıyla, evrenle ve Allah ile ilişkisinin yeniden tesis edilmesinde, ümitsizlik duygusunun giderilmesi ve moral motivasyonunun yükseltilmesinde ve hayatın yeniden anlamlandırılmasında son derece etkili bir rol oynamaktadır. Çünkü insan, hem başlangıçta varoluşu hem de ölümden sonraki hayatına ilişkin en tatmin edici cevaplara ancak dinî inançları sayesinde ulaşabilmektedir. Bu ise ölümden sonraki yok oluş endişesinin yol açtığı anlamsızlığı izâle etmektedir. Çünkü içinde yaşadığımız hayat, sebeplilik bağıyla öte dünyamızla ilişkilendirilerek, her şeye rağmen bir anlam ve gayeye kavuşmaktadır.