Bilim ve teknolojideki hızlı gelişimin bizlere sunduğu nimetlerden biri olan internetin, hiç kuşkusuz en önemli yararlarından biri bilgiye ulaşımın önündeki sınırları kaldırması olmuştur. Bilgi paylaşımı ve iletişimin önündeki sınırların aralanmasıyla birlikte bilgiye ulaşım son derece kolay ve ucuz hale gelmiştir. Gelinen noktada internet, pek çoğumuzun herhangi bir konuyu araştırmak istediğimizde, ilk aklımıza gelen kaynaklardan biridir. Okullarımızdaki çoğu öğrenci ödevlerinin bile, sağlam kaynaklardan araştırılmak yerine, internetten alınma kesyapıştır bilgi parçacıklarından oluştuğu bilinmektedir.
Bilginin sınırsız bir ortamda ve kontrolsüz biçimde sunumu görünüşte sempatik görünse de, aynı zamanda korkunç bir bilgi kirliliğini de beraberinde getirmektedir. Başka bir ifadeyle internet, insanımızı tam anlamıyla bir bilgi bombardımanına tâbi tutmakta ve yanlıştan doğruyu ayırma noktasında çoğu kere biçare bırakarak ciddi bir zihin bulanıklığına yol açmaktadır. İnternet dünyasındaki bu bilgi kirliliğinden hiç kuşkusuz dinî inançlarımız da nasibini almıştır.
Günümüz inanç problemleri bağlamında değişik kesimler tarafından önümüze konulan soruların pek çoğunun internet menşeli olduğunu söyleyebilmek mümkündür. Değişik forum, blog ya da sosyal medya üzerinden ateist aforizmalar şeklinde paylaşılan bu türden sorularla, toplumun değişik kesimlerinde sürekli yüzleşmek zorunda kalıyoruz.
Bugün artık internette dinî bilgiler, organizasyonlar, kitaplar, makaleler, blog ve forum yazılarından tutun da, dinî nitelikli film, müzik, sohbet odalarına kadar çok çeşitlilikte bir içerikle karşı karşıyayız. Artık bildiğimiz ve kütüphanelerden âşina olduğumuz pek çok kitabın PDF olarak internet sürümüne ulaşabilmek mümkündür. İnternetle birlikte dinî bilgi de sınırsız kitlelere ulaşma imkânı buldu.
Bunun da ötesinde artık internet üzerinde düzenlenen dinî törenleri izleyebiliyor, fitre ve zekâtınızı verebiliyor ve kurban bağışında bulunabiliyorsunuz.25 Bilgi paylaşımı noktasında, eposta, sesli ve görüntülü konferans imkânları, multimedya sunum programları yanında, pek çok bilginin de elektronik veri tabanları halinde sunulması, eğitim öğretimin şeklini de değiştirmiş ve yepyeni bir medya kültürü ortaya çıkartmıştır.
İnternetin günlük hayatımızda olduğu gibi dinî hayatımız ve araştırmalarımız için de hatta dinî tebliğ ve irşat görevi açısından da önemi tartışılamaz. Ancak dinî bilginin internet ortamında paylaşımı önemli olmakla birlikte aynı zamanda manipülasyona/yönlendirmeye açık oluşunu da akıldan uzak tutmamak gerekir. Çoğu kere paylaşılan bilgiler site kurucusunun ya da bilgiyi paylaşan şahısların konuyla ilgili kişisel düşüncelerinden ibaret kalmakta, sıradan bir internet kullanıcısının İslâm’ın temel kaynakları açısından bu bilgiyi test etme imkânı bulunmamaktadır.
İnternetin ve internet merkezli sosyal medyanın (twitter, facebook vb.) artık ülkemizde son derece yaygın olarak kullanıldığı bilindiğine göre, din hizmetleri açısından bu alana daha fazla önem verilmesinin zamanı çoktan gelmiştir. İslâm ile ilgili temel kaynaklara dayalı doğru bilginin aktarılacağı internet siteleri yanında, karşılıklı etkileşimin olabileceği forum sayfaları, bloglar oluşturulması ve bunlara ait içeriğin sosyal medya üzerinden paylaşılması son derece önemlidir.
Bu konuda din hizmetlerinin yürütülmesinden doğrudan sorumlu olan Diyanet İşleri Başkanlığı kadar, yüksek düzeyde din eğitimi veren İlâhiyat fakültelerinde görev yapan akademisyenlere de önemli görevler düşmektedir. Doğru dinî bilginin internet kullanıcısına sunulması yanında, her birine bir akademisyenin editörlük ya da moderatörlük yapabileceği internet siteleri oluşturulması, insanımızın gündelik hayatında din ve inançla ilgili karşılaşabileceği sorunlara ve özgür bir ortamda yöneltebilecekleri sorulara doğru, gerçekçi ve mâkul cevaplar aranması zorunludur. Hatta her bir akademisyen kendine ait bir forum ya da blog oluşturmalı, orada kendi ihtisas alanıyla ilgili insanımızın karşılaşabileceği meselelere ilişkin görüşlerini sade ve basit bir üslûpla paylaşmalı, gelen kullanıcı sorularına cevap verebilmelidir. Bu, interneti yaygın olarak kullanan gençlerin doğru bilgiye ulaşmasını sağlayacak, hem de karşılaştığı inanç problemlerine mâkul ve tatmin edici cevaplar bularak oluşabilecek muhtemel kafa karışıklığının önüne geçilecektir.