İslâm bilginleri, ölüler için yapılan duanın önemli olduğu, bağışlanan sevabın onlara yarar sağlayacağı konusunda görüş birliği içindedir.
Ayet ve hadisler, ölüler için dua, istiğfar ve bağışta bulunulabileceğine açıkça işaret etmektedir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:
“Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.” (Haşr, 59/10)
Bu ayette yüce Allah, kendilerinden önce gelip geçmiş, mü’minlerin bağışlanmasını isteyen mü’minleri övmektedir. Ölülerin bağışlanmasını dilemek yararsız bir iş olsaydı, Allah onları övmezdi.
Kur’ân’da Nuh Peygamberin; kendisi, anne-babası ve mü’minler için şöyle dua ettiği bildirilmektedir:
“Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helâkini arttır.”
Peygamberimiz (s.a.s.); ölenler için cenaze namazı kılmış ve Müslümanlara da kılmalarını emretmiştir. Dinimizde farz-ı kifâye olan cenaze namazı, esas itibariyle ölüler için yapılan dua ve istiğfardan ibarettir. Müslümanların ölen kişi hakkındaki dua ve şahadetinin Allah katında değeri olduğu ve ölülerin bağışlanmasına vesile olabileceği unutulmamalıdır.
Hz. Peygamber, cenazeyi defnettikten sonra kabri başında durmuş ve kabir sualinin kolay geçmesi hususunda dua etmiştir.
Ölenlerden sadece mü’minler için dua edilir, af ve mağfiret dilenir, kâfirler için dua edilmez. (bk. Tevbe, 9/113; İbn Hıbbân, Ed’ıye, No: 981)
Kabir ziyaretleri yapıldığında, orada yatanlar için Kur’ân okunup sevabı bağışlanır, onlara hayır dua edilir, ancak ölülerden yardım istenmez, bir dilekte bulunulmaz. Aksi takdirde ibadete şirk karıştırılmış olur. Çünkü Allah’tan başkasına dua/ibadet etmek Allah’a başkalarını ortak koş-maktır. Putlar ve ölüler, yapılan yardım talebine cevap da veremezler. Bu hususu yüce Allah, Kur’ân’da şöyle ifade etmektedir:
“Allah’ı bırakıp da kıyâmet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere yalvarandan daha sapık kim olabilir? Oysa onlar, bunların yalvar-dıklarından habersizdirler.”