Okum ve yazma öğretim ve eğitimi nedir? Okuma ve yazma metodları nelerdir?

Okuma öğretimi metodları : Çocuklarla yetişkinlere okuma-yazmayı öğretmek için, bugüne kadar çeşitli metodlar kullanılmıştır. Bunların bazıları birbirinden tamamen farklı prensiplere dayanmaktadır. Halen kullanılmakta olan metodların çoğu çeşitli tenkitlere uğramış veya yerine diğer bir metod kabul edilmiştir. Bu metodlar, tarihi gelişimleri ile beraber incelenirse; şu metodların ortaya çıktığı görülür:

Alfabe metodu: Alfabe metodu, Grek-Romen medeniyetinden, orta çağın sonuna kadar hemen bütün dünyada kullanılmış bir metoddur. Bu metodun dayandığı prensip şöyledir: Kelimeleri tanıyıp telaffuz edebilmek için önce harfleri tanımak gerekmektedir. Mesela öğrenci (Ali) kelimesini öğrenebilmek için (a, l, i) harflerinin herbirini öğreninceye kadar tekrar edilir. Türkçe’yi öğrenebilmek için 29 harfin ayrı ayrı telaffuzunun ve yazılmasının öğrenilmesi, sonra da bunların birbirleriyle birleştirilerek heceler meydana getirilmesi gerekir. Heceler birbirleriyle birleştirilerek kelimeler, kelimeler birbirleriyle birleştirilerek cümleler meydana getirilmek suretiyle okuma-yazma öğrenme sağlanmaktadır. Buna diğer bir adla tüme varım metodu denilmektedir.

Arap harfleri de yüz yıllarca bu metodla öğretilmiştir. Çocuklarda harflerin kolayca kavranabilmesi için harfler çocuğun en çok dikkatini çeken şekillere benzetilmiş, harf böylece çocuğun zihnine nakşedilmiştir. Mesela; (elif) mertek gibi, (be) çanak gibi, (te) ve (se) de ona benzerler, (cim) orak gibi, (ha) da ona benzer, (hı) da ona benzer şeklinde gösterilirdi. Şimdi de Latin harflerinin öğretiminde aynı usul takib edilmekte, çocukların harfleri kolay öğrenebilmesi için harfler, çocukların dikkatini çeken şekillere benzetilmektedir. Böylece çocukların harfleri kavrayıp yazmalarında kolaylık sağlanmış olmaktadır.

Bu metoda yapılan başlıca itiraz şudur; çocuklara harflerin yazımı ve telaffuzunun öğretilmesi elde edilen neticeye göre çok fazla olduğu şeklindedir. Çocuğun manasını bilmediği bir çok şekille, uzun zaman sık sık tekrarlar yaptırılmakta olduğundan, çocukta okuma hevesini azaltmaktadır. Bunu telafi için harflerin karşılarına çocuğun en çok tanıdığı hayvan ve araçların resimleri yapılarak çocuğun dikkati çekilmeye çalışılmıştır. Mesela; (a) harfinin karşısına (at resmi), (b) harfinin karşısına (balık) resmi gibi. Bu teknik yüzlerce senedir kullanılmaktadır. Zamanla geliştirilerek çocuğun dikkatini çekici, daha cazip, zevkli okuma ve ders kitapları hazırlanmıştır.

Hece metodu: Hece metodunun öğretiminde temel unsur hecelerdir. Bu bakımdan diğer metodlardan farklıdır. Heceler öğretildikçe, yeni yeni kelimelere sonra cümlelere geçilmektedir.

Bu metodu savunanlara göre, bazı harfler (sessiz harfler) kendi başına okunamazlar. Bunların okunabilmeleri için ön veya baş taraflarına sesli bir harf gelmek suretiyle okunurlar. Öğretiminde yine çocukta çağrışım meydana getirebilmek için basit heceler ve hecelerin karşısına, hece ile en yakın ilgili resimler konmaktadır.

Mesela, “Araba” kelimesini öğretmek için, a’nın karşısına hayret içinde ve korku ifadeli bir resim, ra hecesini öğretmek için (ra) ile başlayan bir ismin resmi konuyor. Bu metodu savunanların ileri sürdüğü çeşitli fikirlere karşı, tenkid edenler de bulunmuştur.

Kelime metodu: Bu metodun öğretiminde de temel prensib, kelimelerin öğretiminden hareket ederek, cümlelerin öğretimine geçilir. Her kelimenin  dikkat çekici bir mana ifade etmesi bakımından, çocuğun okumayı kolayca öğreneceği savunulmaktadır. Bilhassa, çocuğun okuduğu ders kitaplarında yeni kelimeler yanına, çocuk zihninin çağrışım yapacağı resimler konmak suretiyle dikkati daha çok çekilmekle okuma kolaylığı sağlanmakta, okuma şevk ve merakının arttırıldığı iddia edilmektedir. Bu metodu savunanlar olduğu gibi, tenkid edenler de vardır. Bunlar, bu usulün okuma öğrenimini yavaşlattığını ileri sürmektedirler.

Cümle metodu: Bu metodun öğretilmesinde; cümle, bütünü ile çocuğa öğretilmektedir. Fakat cümlelerin seçiminde özellikle ilk anlarda kısa, çocuğun dikkatini çeken ve merak ettiği cümleler seçilmektedir. Mesela; Ali okula gel, cümlesi gibi. Çocuğun okuma – yazmayı öğrenebilmesi için, 20-25 değişik cümle seçilmektedir. Bu cümlelere geçilmeden önce çocuğun elinin alışması için değişik çizgi çalışmaları yaptırılmakta, düz, dik ve yuvarlak çizgileri çizmeğe alıştıktan sonra, cümle okuma ve yazımına geçilmektedir. 10 cümleye varıldığında yavaş yavaş, cümleler içindeki kelimeler tanıtılmaya başlanılmaktadır. Cümlelerin öğrenildiği kanaatine varıldığında, cümleler bölünmekte, kelimeler ayrı ayrı öğretilip, yazdırılmaktadır. Değişik kelimeler yanyana getirilerek yeni cümleler kurulmakta, aynı zamanda kelimeler, heceletilmek veya değişik renkte, yazılmak suretiyle heceler tanıtılmaktadır. Yavaş yavaş heceler de bölünerek harfler tanıtılmak suretiyle okuma-yazma öğretimi yapılmaktadır. Buna “tümden gelim metodu” denir. Son zamanlarda bazı tenkitlere uğramasına rağmen bu metod yaygın haldedir. Yurdumuzda da öğretim bu metodla yapılmaktadır. Tabii ki, bu metodun öğretiminde dikkat çekici resimlerden faydalanılmaktadır. Lakin bu metod daha ziyade Çin veya Arap harflerine uygundur.

Alfabeler yapılırken bir dildeki birbirine yakın sesler aynı işaretle gösterilmiştir. Böyle olmadığı takdirde alfabedeki harf sayısı artacağından karışıklıklara yol açar. Ancak bu gibi bir alfabe dilin araştırılması ve incelenmesinde söz konusudur. İşte ilmi araştırmalar için bir dilde bulunan bütün sözler ayrı ayrı gösterilir, bir sıraya göre dizilir. Bir dildeki bütün seslerin gösterilerek bir sıra halinde meydana getirdiği harflerin tamamına ise “transkripsiyon alfabesi” denir.